1 Aralık 2009 Salı

1. Sezonun Sonu


Sevgili Futbol Insanlari,
Bundan tam 1 yil once baslamistim futbol ile ilgili fikirlerimi yaziya dokmeye. 30 Kasim 2008'i, 1 Aralik 2008'a baglayan gecenin benim icin hayatim boyunca cok onemli bir yeri olacak. Iki ayak uzerinde durmaya basladigi gunden beri top pesinde kosan biri olarak, Futbol Insanlari'nin beni bu oyuna daha cok bagladigini acikca soyleyebilirim. Bir turlu mantigini bulamadigim cozemedigim bir sekilde, bana egitim hayatim boyunca zorla yaptirilmaya calisilan seyi birden, kendi kendime, zevk alarak yapmaya baslamistim. Hic kimsenin baskisi altida kalmadan, icimden gelerek 612 tane, benim icin birbirinden degerli yazi yazmisim. 52 kisi beni takip etmeye layik gormus. Bazen donup kendime "Niye ?" diye sordum. Bu soruyu kendime sordugum anda ayaklarimdan, futbol oynarken olan yara izlerimden, kalbimden bir seyler gitti beynime ve "Niye olmasin !" dedi. Ne olursa olsun, icimdeki futbol aski sayesinde 1 yil boyunca fikirlerimi aktarabildigim kadar aktardim.



Bugun 1 Aralik 2009. Tam bir yil once bugun, Huntelaar'in Madrid'e gitme dedikodularindan ve Amelia'nin Livorno kalesindeyken kurtardigi penaltidan bahsetmisim. Bugun baktigimizdaHuntelaar Madrid'e gitmis, yapamamis AC Milan'a gitmis... Amelia'nin Livorno'su Serie A'ya veda etmis, Amelia Genoa kalesine gecmis...

Bu 1 yil boyunca beni takip eden ve icindeki Futbol Insanini burada doyuran herkese binlerce tesekkur ediyorum.



Yanliz soyle bir sikintim var; gelecegimi, yani hayatimi belirleyecek sinavlara ve derslere calismak icin onumde tam 1 yilim var. Bu isi yapmaktan ve fikirlerimi okuyucalarima aktarmaktanm asiri derecede keyif alsam da, tahmin edilinebilecegi gibi okunasi seyler yazmak zaman ve enerji aliyor. Cok uzulerek soyluyorumki bundan sonra sizlere eski siklikta hizmet edemeyecegim. Icimdeki futbol aski varoldugu surece, Futbol Insanlari yasayacak. Elimden geldigi kadar kopmamaya calisacagim, hic bir sey yapacak guc bulamazsam en azindan Puan Durumlarini ve Keyf-i Futbol'u sizlere aktaracagim. Heyecanli maclardan sonra kendimi tutamayip, her seyi bir kenara atip, Post Matchleri gorurseniz de sasirmayin.



Futbol Insanlari dizisinin 1. sezonu bitti. 2. sezonun baslangic tarihi tam belli degil ama yapimcilar baslayacaginin garantisini verdi. Kisacasi kramponlari astim. Bu arada, soyledigim gibi Defoe patlamasi yapamadigim icin de butun okuyucularimdan ozur dilerim.

Her sey icin tesekkurler...


23 Kasım 2009 Pazartesi

Musade



Yazilacak, konusulacak cok sey var geride biraktigimiz hafta sonuyla ilgili ama bende guc yok. Biraz Manisa karsisindaki Galatasaray gibiyim.  Elano gibi olmamak icin sizlerden 1 haftacik kadar musade istiyorum. Dersleri, hayati biraz duzenledikten sonra Wigan karsisindaki Defoe gibi karsinizdayim.


21 Kasım 2009 Cumartesi

Keyf-i Futbol 21 - 22 Kasim



21 Kasım Cumartesi
12:00 Rubin Kazan-Zenit / Spormax
12:00 Spartak Moskova-CSKA Moskova /
13:00 Orduspor-Kocaelispor / D Spor
14:45 Liverpool-Manchester City / Spormax
16:00 Gaziantepspor-Bursaspor / Lig TV
16:30 Friburg-Werder Bremen / TRT 3
17:00 Rangers-Kilmarnock / Euro Futbol
17:00 Chelsea-Wolves / Spormax
19:00 Bologna-İnter / NTV Spor
19:20 İpswich-Sheffield Wed. / Futbol Smart
19:30 Manchester United-Everton / Spormax
20:00 Grenoble-Lyon / Kanal A
20:00 Beşiktaş-Fenerbahçe / Lig TV
21:00 Real Madrid-Santander / NTV
21:45 Twente-Vitesse / Futbol Smart
22:00 Auxerre-Monaco / Kanal A
23:00 At.Bilbao-Barcelona / NTV Spor
22 Kasım Pazar
00:15 Sunderland-Arsenal / Spormax (BANT)
13:30 Konyaspor-Boluspor / D Spor
14:30 Dundee United-Celtic / Euro Futbol
15:30 Bolton-Blackburn / Spormax
15:30 Ajax-Heerenveen / Futbol Smart
16:00 Milan AC-Cagliari / NTV Spor
16:00 Kasımpaşa-Trabzonspor / Lig TV
16:30 Bayern Münih-Leverkusen / TRT 3
18:00 Saint Etienne-Lorient / Kanal A
18:00 Stoke-Portsmouth / Spormax
18:30 Hamburg-Bochum / TRT 3
20:00 Galatasaray-Manisaspor / Lig TV
21:00 Botafogo-Sao Paulo / Spormax
21:45 Juventus-Udinese / NTV Spor
22:00 Montpellier-Lille / Kanal A

19 Kasım 2009 Perşembe

Kun Ada'ya



Chelsea'nin Aguero'ya olan ilgisi uzun bir suredir var. Geride biraktigimiz yaz transfer doneminde de bu transferi gerceklestirmeyi deneselerde, Atletico baskani Forlan ve Aguero'nun tursusunu kuracagini ifade etmisti. 18. siradalar ve ne Aguero ne de Forlan takima yararli olabiliyor. Ellerinden geleni yapsalar da, oynadiklari oyundan gonullerinin Madrid'den koptugu anlasiliyor. Abramovich 40 milyon Pound'u gozden cikarmis genc Arjantinli icin. 40 milyon Pound, EPL'nin transfer rekoru olur. Bugune kadar bir futbolcunun bonservisine odenen en yuksek maliyet 32.5 milyon ile Tevez - Manchester City ikilisine ait. Aguero'ya da yillik 6 milyon Pound civari bir para teklif etmeyi dusunuyorlarmis. Bu da Chelsea'nin bir futbolcuya odedigi en yukse ucret olacak gerceklesmesi halinde. Yani rekorlarin transferi olacak, tabi olursa. Ingiliz medyasi Kun'un transfer halinde Drogba - Aguero ikilisinin hucum hattini olusturacagini ve Anelka'nin kulubeye donecegini dusunuyorlarmis. Bana karlisa gunumuzun en moda taktigi 4-3-3'un ileri ucunda Anelka - Aguero - Drogba kombinasyonu oldurucu olur. Anelka isterse sag acikta oynayabilir, Aguero'da sol aciga alisirsa, kimse tutamaz Chelski'yi.  Uzun zamandir Abramovich futbolda rekorlarin pesinde degildi, sonunda tahti Araplardan geri aliyor.



Baba - Ogul



Hani kucukken okulda basimiza bir sey geldiginde babamizi gucune ihtiyacimiz olurdu ya, iste oyle bir sey. Italya'nin deli oglani Balotelli yine konusuyor, babasi Mourinho yine arkasini toparliyor. Gectigimiz gunlerde Balotelli AC Milan taraftari olduguna dair bir saka yapmisti. Ya da itiraf etmisti diyelim, cunku kiz kardesi sonra Inter'de cok mutlu gibi bir aciklama yapip durumu kurtarmaya calisti. Bugun de Mourinho konusmus bu konu hakkinda, " Eger Balotelli Milan taraftariysa, Pato'da Inter'i tutuyor." diyerek keskin zekasina uygun bir sekilde oglunu kurtarmis vahsi Inter taraftarinin elinden. Balotelli bu kafayla hic bir sey olamayacak. Mourinho dedigimiz adam sabir tasi degil sonucta, bir gun gelecek patlayacak Adanali. O zaman Inter'de Balotelli'nin kramponu bile kalmaz.


Arif Erdem'i Hatirlamisken



Ulan ne kamisetasi! Hay...
Sen muhtesem bir adamsin Arif Erdem.

Bir Ulusun Eli


Dun oynanan Irlanda macindan sonra Fransa, 2010 Dunya Kupasi'na katilmaya hak kazanan bir baska takim oldu. Robbie Keane'in goluyle one gecen Irlanda, sonrasinda Gallas'in attigi gole engel olamayinca, Vuvuzela eziyetinden mahrum kaldi. Gallas'in attigi golden once Henry'nin topu elle kontrol etmis olmasi, baya tepki cekti ve bir suru Henry hayrani, yillardir efendiligini bozmayan, onuruyla mucadele eden Fransiz yildiza hakaretler yagdirdi. Benim kisisel gorusum Henry'nin bir kabahati olmadigindan yana. Futbolla ilgili olan herkes, hayatinin bir bolumunde futbolcu olmayi, sahaya cikip gol atmayi, tribunlerde adinin yankilanmasinin hayalini kurmustur. Simdi kendimizi Henry'nin yerine koyalim.


Buyuk bir ihtimalle kariyerindeki son Dunya Kupasi olacak 2010. Sadece 1 mac uzaktasiniz. Ilk maci kazanmis olmaniza ragmen, ikinci macin normal suresi ilk macla ayni skorla bitiyor ve mac uzuyor. Sonrasinda 113. dakikada size zor bir top geliyor ve topu onunuze almak isterken refleks olarak topa elinizle mudahele ediyorsunuz. Ortayi yapiyorsunuz, gol geliyor. O golle birlikte one geciyorsunuz ve 1 ay boyunca herkesten tarafindan izlenecek turnuvaya gitme sansini elde ediyorsunuz. Macin hakemi yapmasi gereken isi yapamadigi icin de insanlar tarafindan elestiriliyorsunuz. Hic bir insan boyle bir pozisyonda gidip hakeme elle aldim diyemez. Thierry Henry, mactan bir gun sonra cikip, evet elle kontrol ettim diyebilecek kadar mert bir adam. Bosuna kimse Henry sinirlenipkendini kandirmasin. Yerinde kim olsa aynisini yapardi. Irlanda'nin cani yanmis olabilir ama Henry'e kizacaklarina maci yonetenlere kizsinlar.  Benim gozumde Henry dunyanin sayili futbolcularindandir ve oyle de kalacaktir. Unutmayalim ama, ilahi adalet diye bir kavram var. Eger olurda beceriksiz Domenech yonetimindeki Fransa finale cikarsa ve benzer bir golle kupaya ulasamazsa, hic bir Fransiz isyan etmesin. Bu arada yeni Fransa formalari inanilmaz derecede guzel. Almak sart.


Arif zamaninda anlamis bir seyleri...

Rezillik



Basketbol'dan pek anlamam. Zaten Galatasaray Basketbol Takimi'nda yasananlari algilayabilmek icin anlamaya da gerek yok. Cok kisa deginecegim bu konuya, tam anlamiyla rezillik. Galatasaray buyuklugunde bir kulube yakismayacak derecede amatorce bir olay. Galatasaray Spor Kulubu'nde basketbolla ilgilenen herkesin kulupten uzaklastirilmasi en dogru karardi. Gelecegin baskani olarak gorulen Yigit Sardan'in takimdan kopmasi beni biraz uzse de, dogrusu buydu. Cezalari merakle bekliyorum. Keita'nin Nonda formasiyla sahaya ciktigini dusunsenize bir...

18 Kasım 2009 Çarşamba

Isvicre U-17 Milli Takimi



Bildigimiz gibi milli takimlar eskisi gibi degil. Gecmiste milli takim dendiginde ulke vatandaslarinin ve irkin simgesi olabilecek bir takim akla gelirken, artik ulke pasaportunu tasiyan insanlardan olusan bir takimdan ibaret. Isvicre U-17 milli takimi gectigimiz pazar gunu U-17 Dunya Kupasi'ni kazandi. Kadrolarinda sadece ve sadece 4 gercek Isvicreli futbolcu bulunuyor. Final kadrosundaki 18 oyuncunun 14'u Isvicre pasaportuyla birlikte bir baska ulke pasaportuna sahip. Bu 14 futbolcunun cogu Afrika ve Balkan kokenli. Bu turnuvadan once Isvicreli yetkililer, butun bu futbolculara gelecekte Isvicre milli takimindan kopmayacaklarina ve takim icin huzursuzluk cikarmayacaklarina dair imza aldi. Bir nevi ozgurluklerini kisitladi. Sonuc, sampiyonluk. Benim bu milli takimlar konusundaki fikrim cok net. Milli takim denilen takimlarin o milletin ve o irkin oyuncularindan olusmasindan yanayim. Ornek olarak Turk milli takiminda Brezilyali ya da Almanya milli takiminda Afrika asilli futbolcularin oynamasi bana mantiksiz geliyor. Bu kararlarin o ulkede futbol oynayan diger oyunculara saygisizlik oldugunu dusunuyorum. Ben ne dusunursem dusuneyim, Isvicre U-17 Dunya Kupasi'nda sampiyon oldu. Tebrikler Svizzera, ya da Schweiz, ya da Svizra, ya da Suisse. Elinizde zaten bu kadar secenek varken niye Balkanlar'a, Afrika'ya gidersiniz ki ?



Gecmis Olsun Kaptan



Ligimizin sansli futbolcusu Arda Turan oldu. Er gec bir futbolcu bu salgina yenilecekti. Kendisine cok iyi baktigi herkes tarafindan bilinen Arda Turan domuz gribine yakalanan ilk Galatasarayli oldu. Zaten son antremanlarda, kulupten yapilan ust solunum yolu enfeksiyonu nedeniyle takimdan uzak kalmisti. Buyuk bir ihtimalle takim arkadaslarina gecirecek sansi olmamistir. Ekstradan tatil oldu kendisine. Arda, bu hafta sonu oynanacak Manisaspor macini evinde izliyor olacak. Eminim ici bir turlu rahat etmeyecektir. Bir an once sahalara donmen dilegiyle "Kaptan"...

Munzur Anderson



Neyin pesindesin Anderson ? Belki de Alex Ferguson Michael Owen'i kendine getirmek icin sok yonetemini kullacak ve Anderson'u da elci olarak secti. Bilinmez...

17 Kasım 2009 Salı

Baglanmayacaksin


Bugun pek havamda degilim, kafa olarak kendimi bir turlu konulara veremiyorum. Affimi isteyip, Can Yucel'in muazzam siiriyle bas basa birakiyorum sizleri...


Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
"O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
Demeyeceksin işte.
Yaşarsın çünkü.
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kırılırsın.
Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
Senin onu sevdiğinden.
Çok sevmezsen, çok acımazsın.
Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
Senin değillermiş gibi davranacaksın.
Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de
korkmazsın.
Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
Paldır küldür yürüyebileceksin.
İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
Gökyüzünü sahipleneceksin,
Güneşi, ayı, yıldızları...
Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
"O benim." diyeceksin.
Mutlaka sana ait olmasın istiyorsan birşeylerin...
Mesela gökkuşağı senin olacak.
İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait
olacaksın.
Mesela turuncuya, yada pembeye.
Ya da cennete ait olacaksın.
Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hem
de hep senin kalacakmış gibi hayat.
İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

Can Yucel

Reklamlar

Son iki sezondur Galatasaray taraftarlari reklam patlamasi yasiyor. Futbolcularin icinde yer aldigi birbirinden guzel reklamlar cekiliyor. Son cikan reklamlar GS Bonus Card'la ilgili. Bu reklamlardan sonra kart uyeleri sayisinda nasil bir degisiklik oluyor bilemiyorum ama reklamlar gercekten cok keyifli.





16 Kasım 2009 Pazartesi

Hirs


Tuncay Askere


Tuncay'in, Stoke City'de teknik direktoru Tony Pulis ile yasadiklarinda sonra Futbol Insanlari'ni takip edenlere Tuncay Tugay mi olur, asker mi olur yoksa, once Tugay sonra asker mi olur diye sorduk. Ankete katilanlarin %57'si son yasadiklarindan sonra Fenerbahce'ye doner ve 28 gunluk kisa donem askerligini yapar diye dusunmus. Tugay olur, ne yapar ne eder Ingiltere'de devam eder diyenlerin orani %26. Bu tur fikirlerle beynimizi yormayalim, once pasa pasa Tugay olur, Ingiltere'de ikinci Turk yildizi olur, sonra gelir yine kisa donem askerligini yapar, hayatina devam eder diyenlerin oraniysa %15. Bana kalirsa Tuncay'in izleyecegi yol once Tugay gibi basarili olup, sonra her turk delikanlisinin yapmasi gereken askerligini tamamlamak olacaktir. Yine de Tuncay'in Fenerbahce'ye donecegini, ve asker olacagini dusunenlerinde bu dusuncesinde cesitli mantik unsurlari oldugunda hem fikirim. Ankete katilan herkese tesekkur ederim.


Huzur Icinde Yat El Santo



Kendisini Turk futbolseverlerin aklina Kadikoy'de Fenerbahce'ye attigi golden sonra taktigi "El Santo" maskesiyle kazimisti. Gaziantep'de baslayan Turkiye macerasi Ankara'da, Ankaraspor ve maca cikamadigi Ankaragucu'nde devam etmisti. TSL'nin orta kalite takimlarina gore fazla kaliteli bir oyuncuyudu rahmetli. Zaten o takimlardan Meksika milli takimina secilebilmesi bile bize kalitesini gosterebilir. Gectigimiz sezonun ikinci yarisi baslamadan Ankara'nin sogugundan, Tumer Metin'den tanidigimiz Yunanistan'in Larissa takimina transfer olmustu. De Nigris bugun icinde gecirdigi kalp krizi sebebiyle hayata gozlerini yumdu. Turkiye'de oynadigi donemde kalp kapakciklarinda sorun oldugu kendisine iletilmesine ragmen futboldan kopamayinca, atese korukle gitmis oldu. Enke'den sonra bir baska Turkiye havasini almis futbolcu aramizdan ayrildi. Yine basimiz sagolsun...


15 Kasım 2009 Pazar

Bakis Acisi Farki


Carlos Tevez'den enteresan aciklamalar gelmis. Buyuk bir ihtimalle sarhostu bu aciklamalari yaparken. Carlos Efendi, Arjantin'in 2010 Dunya Kupasi'ni kazanmasi halinde, futbolu birakabilecegini ya da Boca'ya donebilecegini soylemis. Ingiltere'de ailesini cok ozledigini ve bir turlu Ada'ya uyum saglayamadigini belirtmis. Yeterince para kazandigini ve 2014'e kadar Manchester City ile sozlesmesi olmasina ragmen Arjantin'e donup kendine daha fazla zaman ayirmak istedigini dile getirmis. Simdi teker teker degerlendirelim. Arjantin buyuk bir ihtimalle Dunya Kupasi'ni kazanamayacak, o yuzden bu yaz sonunda birakmasi zor. Manchester City 31 milyon Euro'yu bastirip aldigi bir adami Boca'ya bedava vermeyecegi icin en az 2014'e kadar beklemesi gerekiyor Tevez'in. Ada'ya uyum saglayamadim bahanesi yalan kokuyor. 2006 yazindan beri EPL'de 3 farkli takimin formasini giydi ve ilk sezonlarda hic boyle sikayetleri olmamisti. Gelelim para konusuna; ailesindeki herkes saati 1 dolara calisiyor olabilir ama onunde rahatlikla 30 - 40 milyon Euro'yu sadece futbol oynayarak kazanabilecegi 7-8 yil varken, ben yeterince para kazandim, daha fazlasina ihtiyacim yok demek ayip. Bir an once kendisine gelmesi tavsiye ediyorum Tevez'e. Eger ailesini de o kadar ozluyorsa, alsin hepsini yanina getirsin.



Dona'ya Kotu Haber



Maradona'nin ulkesini Dunya Kupasi'na tasimak icin ne kadar zorlandigini gectigimiz ay hep birlikte gorduk. Amacina ulastiktan sonra icine dokercesine yaptigi aciklamalar basina biraz dert acti. Ozellikle basin mensuplarina karsi takindigi tavir ve sarf ettigi sozler kendisine verilen cezanin ana nedenleri. Sonrasinda butun futbol dunyasindan ozur dilemis olsa da, Diego 15 Kasim 2009 tarihinden 15 Ocak 2010'a kadar futboldan uzaklastirilmis. Cezayi veren kurum FIFA olunca itiraz etmek zor oluyor tabi. Teknik direktorlugunun comez gunlerini yavas yavas asiyor, artik nerede nasil konusmasi gerektigini ogrenmistir. Tabi konu Maradona olunca pek belli olmayabilir.

Buyrun Size Elano



Dun oynanan Ingiltere macinda Brezilya'nin galibiyet golunde Nilmar kadar etkisi var Elano'nun. O pasi atabilecek futbolcu sayisi bir elin parmaklarini gecmez. Umarim Turkiye'ye donusuyule birlikte Galatasaray'da da boyle paslar atmaya baslar. Ek olarak, Ingiltere kalesine attirdigi bu golden sonra gecen hafta kendisini elestiren Ireland ne dusundu acaba ?

14 Kasım 2009 Cumartesi

Keyf-i Futbol 14 - 15 Kasim




14 Kasım Cumartesi
18:00 Rusya - Slovenya / Eurosport
19:00 Brezilya - İngiltere / Ntv Spor
21:45 İspanya - Arjantin / Kanaltürk
22:00 İrlanda - Fransa / Eurosport
22:30 Sao Paulo - Vitoria / Spormax


15 Kasım Pazar
00:10 Banfield – Velez Sarsfield / Ntv Spor
13:30 Göztepe - Alanyaspor / Yeni Asır Tv
17:00 -17 Dünya Kupası Üçüncülük Maçı / Eurosport
20:00 -17 Dünya Kupası Final Maçı / Eurosport
21:15 Avai - Corinthians / Spormax
22:00 San Lorenzo - Independiente / Ntv Spor

13 Kasım 2009 Cuma

Nasil Geldi Nasil Gitti ?



Darius Vassell geride biraktigimiz Agustos ayinda Ankara'ya ayak bastiginda 3,000 Ankaragucu taraftari karsilamisti kendisini. Hem Ingiltere milli takiminin hem de EPL'nin onemli futbolcularindan olan Vassell nasil olur da Ankaragucu'ne gelir cogumuz akil sir erdirememistik. Bosuna kafamizi yormusuz. Imzalarin ustunde 3 ay daha yeni doluyor ve Vassell Ankaragucu'nden koparilmis durumda. Kaldigi otelin yetkilileri, kulubun oda ucretini yatirmadigini ve kendisini cikartmalari gerektigini soylemisler. Vassell, kulup yetkililerine ulasmaya calismis ancak telefonlarina cevap veren hic kimse olmamis. Su anda kendisi bir baska otelde kaliyormus. Ankaragucu yonetimi 100. yilin transferi olarak, Ingiliz oyuncuya yilligi 800,000 Euro'dan, 1 yili opsiyonlu, 3 yillik sozlesme imzalatmisti. Tabi bunun bir onceki yonetim oldugunu soylemeliyiz. Ahmet Gokcek yonetimi kulube zarar vermeye devam ediyor. Hikmet Karaman'a karsi yapilan bana gore tek kelimeyle terbiyesizliktir. Son 4 yilda, oynadigi futbolla cogu futbol seyircilerinin antipatisini toplayan ve lige yakismadigi dusunlen takim, bir cikistayken, Galatasaray'a 3 atacak seviyeye gelmisken, niye bindigin dali kesersin ? O da yetmezmis gibi Ahmet Gokcek, tazminatini istedigi icin Hikmet Karaman'i elestiriyor. Turk futbolunda bazi bakis acilarinin degismesinin zamani gelmisti, Ankaragucu'ne patladigi icin rahatsiz oldugumu soyleyemem. Hikmet Karamana da yazik, Vassell'e de yazik, seni o takima baskan yapanlara da yazik.



12 Kasım 2009 Perşembe

Elano ve Mafyasi Katar'da



Gonul ister Galatasaray'da da oynasin, basarili olsun... Oturmayan bir seyler var Elano - Istanbul - Galatasaray uclusu arasinda. Konuya gelelim, Brezilya ve Ingiltere milli takimlari Katar'in baskenti Doha'da bir hazirlik maci yapacak. Bir tur sov maci. Brezilya Four Seasons'i tercih etmis, Ingiltere de Ritz-Carlton'da konakliyormus. Izlenesi bir mac bizleri bekliyor. Elano her zamanki gibi kadroda. Buyuk bir ihtimlle sahada da olacaktir. Sakatliksiz, belasiz maclar dilerim kendisine. Bu mactan sonra uzun bir sure milli yolculuk yok Elano'ya. Umarim kendine gelir artik.


11 Kasım 2009 Çarşamba

Faruk Gursoy



Her sey bugun yolda siyahi bir insan gormemle basladi. Sokakta o adami gorur gormez gecmise gittim. Aklima 1996 yilinda Galatasaray'a diger Ganali arkadaslariyla gelip, tek bir mac dahi oynamadan Sakaryaspor'un yolunu tutan ve sonrasinda Anadolu bedevisine donusen bir Turkiye gecmisi var Richard Kingson'in. Kendisiyle ilgili en cok karisitirilan seylerden biri de soyadinin Kingson mi, Kingston mi oludugudur. Tam adini verip bunu da cozmus olalim; Richard Paul Franck Kingson "Faruk Gursoy". Sakaryaspor, Goztepe, Antalyaspor, Elazigspor, Ankaraspor'u iceren Anadolu turundan sonra 2. Fatih Terim doneminde Galatasaray'a donmustu Faruk. Gecmise gore daha iddiali olsa da, Mondragon'un onune gecmeyi basaramayip, sadece 1 macta sari kirmizili formayi giyebilmisti.



Galatasaray'dan sonra 2 yillik bir Ankara macerasi daha yasayan Kingson, Turkiye'den bikip, Avrupa'ya kacti. Once Hammarby'de 1 yil kiralik, sonrasinda da EPL ekiplerinden Birmingham City'le anlasti. Birmingham City'de de 1 maca ciktiktan sonra kulupten ayrilmaya karar verip, bir baska EPL takimi olan Wigan Atlethic formasi giymeye basladi. 2008 yilindan beri Wigan'da olan Kingson bugune kadar sadece 3 macta Wigan kalesini koruyabildi. Isin kisasi, Anadolu takimlarindan baska hic bir takimda 15 mactan fazla kaleye gecemedi bizim Ganali. Kuluplerde sansi pek yaver gitmese de, ulkesi icin her zaman degerli bir futbolcu oldu. 1996 yilindan beri duzenli diyemeyecek olsak da, 58 kere Gana kalesini korumus Turk kardesimiz. 2006 Dunya Kupasi'nda, Gana'nin 4 macta da kalesini korumus kendisi. Bu arada 2008 yilinda Afrika Uluslar Kupasi'nda kendizi turnuvanin en degerli kalecisi secildi, hatirlatmadan gecmeyeyim. Faruk Gursoy'un ya da Richard Kingson'in, hangisini kullanacagimi sasirdim, kendisi gibi futbolcu olan bir kardesi bulunuyor. Iskocya'nin Heart takiminda oynayan ve ayni zamanda Gana milli formasinida giyen Laryea Kingson'in, bizim Faruk'un kardesi. Nerelerden, nerelere.... Butun dunyayi gezmis bahtsiz bedevi.


Tek



Alejandro "Alex" Sanchez Lopez... Alisilagelmis bir Hispanik futbolcu ismi. Benim bahsetmek istedigim Alex Sanchez'in ise diger butun futbolculardan kendini ayiran bir ozelligi var. Alex Sanchez adinda en az 20 futbolcu bulabiliriz ama Zaragozali Alex Sanchez'in digerlerinden en buyuk farki dogustan sag elinin olmamasi. Gectigimiz haftaya kadar Ispanyol takimlarinin B ve C seviyelerinde oynayan Alex, 8 Kasim 2009'daki Valencia - Zaragoza macinin son 15 dakikasinda oynayarak, dunyadaki ilk ve tek, tek elli futbolcu oldu. Her seye ragmen futboldan kopmayan 20 yasindaki bu gencecik arkadasimiza gelecek futbol  yasaminda basarilar dilerim.

10 Kasım 2009 Salı

Ayibogan Giderse ?



Galatasaray defansinin kilit ismi Servet Cetin'in menajeri Mithat Halis, bugun katildigi bir radyo programinda Servet'in bir cok isteyeninin oldugunu aciklamis. Taliplilerin arasinda Liverpool, Arsenal, Bayern Munich gibi buyuk. Hamburg ve Tottenham gibi orta buyuklukte takimlar bulunuyor. Mithat Halis'in aciklamalarina Servet'le ilgilendiklerini aciklayan ilk takim Liverpool olmus. Gelismelerin 1 ay icinde netlesecegini soylemis. Servet'in bu kadar ilgi cekmesi acikcasi bana normal geliyor. Boyuyla, cussesiyle ve performansiyla dunyanin sayili defans oyuncularinin arasinda goruyorum. Dil sorununu cozmesi halide konusulan butun takimlarda en az Galatasaray'daki kadar basarili olacagini dusunuyorum. Ozverisi sebebiyle de dil sorununu cozup, uyum saglamasi en fazla 4 ayini alacaktir. Galatasaray acisindan dusunursek, Servet'in takimdan ayrilmasi halinde cok kaliteli bir defans oyuncusunun alinmasi sart olur. Haldun Ustunel'e guveniyoruz tabiki de, ancak umarim bu sefer genc sonrasinda para kazandirabilecek bir oyuncu gelir. Hayirlisi...


Simarik Taraftarlar



En cok satan futbol kitaplarinin basinda gelen "Fever Pitch"in yazari ve siki bir Arsenal taraftari olan Nick Hornby, Arsenal taraftarini asiri simarik olarak nitelendirmis. Takimin goze cok hos gelen bir futbol oynadigini ve bunu begenmeyen veya memnun olmayan taraftarlarin futboldu sevmedigini soylemis. Arsenal'in bir futbol markasi oldugunu, gecmiste yillarca kupa kazanilmamasina ragmen taraftarlarin takimini yanliz birakmadigini eklemis. Son donemlerdeki elestirilerinde taraftarlarin beklentilerinin simarikca artmasina baglamis. Bende kendisine tamamen katiliyorum. Su anda Arsenal, Barcelona'yla birlikte en izlenilesi futbolu oynayan takim. Hizsa hiz, teknikse teknik, kaliteyse kalite... Yas ortalamasi 25'in altinda olan bu takimda her sey var. Kendisiyle yapilan roportajda futbol askindan bahsetmis, o kismi direk aktaracagim. Keske TSL'de de boyle yorumlar yapmak mumkun olsa...


"Most teams don't win anything most years. Why do West Ham fans buy season tickets? Or Everton fans? Because they love their team and they like getting out of the house of a weekend to watch a game."




Basimiz Sagolsun



Bir donem ulkemizde Fenerbahce formasi da giyen, Hannover 96'nin kalecisi Robert Enke yasamini yitirmis. Olum sebebi tam olarak kesinlesmemekle birlikte, bir virus ya da intihar uzerinde duruyor Alman basini. Butun futbol dunyasinin basi sagolsun. 32 yasinda, milli takim seviyesine cikabilmis bir kalecinin tibbin bu kadar gelistigi bir donemde virusten olmus olma olasiligi cok uzucu. Intihar etmis olma olasiligi ise cok daha uzucu...

9 Kasım 2009 Pazartesi

Hali Saha Maci



Gercekten soylenebilecek cok sey yok. Dun bu macin oynandigi saatte hali sahada oldugum icin maci izleyemedim. Cok sey kaciridigimi dusunuyorum. Boyle bir mac yakin bir zamanda tekrar yasanamaz. Oynadigim hali saha macinin skorunu belirteyim : 5-2

Yeter Artik Mario


Sen neymissin be Balotelli. Mourinho gibi adami bile cildirttin ya, sana diyebilecek bir sey bulamiyorum ben. Cok yetenekli olup buyuk futbolcu olamayan bir baska adayimiz daha var galiba. Dun oynanan Inter - Roma macindaki performansindan sonra Mourinho, kendisinden umidi kesmis gibi. Ben kimleri adam ettim, sen kimsin be adam serzenislerinde kendileri. Benim asil sorum, bu tur adamlar niye hep Inter'e patliyor? Bakalim Jose nasil bir yolu sececek...


“Balotelli was terrible today, close to zero. He didn’t move, didn’t work and did not help the team with Stankovic injured and Sneijder incredibly tired. Mario only played 45 minutes on Wednesday, he’s 19 and could have done a lot more. I cannot do more with him. I need help. I tried everything with different strategies, to be closer to him and sweeter, more distant and aggressive. Now I must wait for his response.”
Jose Mourinho

Puan Durumlari