7 Mart 2009 Cumartesi

Post Match : Galatasaray - Bursaspor



Benim icin degisik bir mac oldu. Ilk yariyi Kapali tribunde, ikinci yariyi ise Numarali tribunde izledim. Sunu soyleyebilirim ki, eger maci izlemek ve futboldan keyif almak isteyen bir insansaniz, Kapali tribunden uzak durun. Normal hayatta adam yerine koymayacaginiz adamlar orada sizlere emirler vermekten baska hicbir sey yapmiyorlar. Numarali tribunde ise, gayet rahat bir sekilde macinizi izleyebiliyorsunuz. Galatasaray bugun kotuye yakin vasat oynadi diyebiliriz. Baros olmadigi zamanlarda ileri ucta bir yavaslik oluyor ve bu yavaslik Galatasaray'in pozisyona girmesini zorlastiriyor. Bugun baslica sorun buydu. Ilk yarida sahada daha etkili bir Galatasaray olmasini nedeni Baros'un hizi ve aralara kacmasiydi. Nonda'nin oyuna girmesiyle beraber, topu en ileriye tasimakta zorlanmaya basladi Galatasaray. 9. dakikada Baros'un el kol karisik bir sekilde topu, rakibinin de yardimiyla, aglarla bulusturmasiyla 1-0 one gecti sari-kirmizililar. Bu golde Kewell yaptigi olaganustu ortayi unutmamak lazim. Tartismasiz bugun en cok calisan isimdi Kewell. Sol kanatta ne kadar etkili oldugunu bir daha gosterdi bizlere. 32. dakikada komik bir golle 2-0 oldu mac. Ivankov'un buyuk hatasi sonucundan Aydin'in omzuna carpan top sans yardimiyla kaleye girdi. Cok ama cok etkisizdi Aydin, son maclarda oldugu gibi. Sonrasinda, zorla oynatiliyormus gibi gecti mac Galatasaray icin. Bursaspor saldirdi, Galatasaray savundu. Meira'nin yaptigi gereksiz bir faul sonrasinda, kullanilan serbest vurusta, Sercan sik bir sekilde topu aglarla bulusturdu ve mac 2-1 oldu. Emre Asik yine bildigimiz gibi oynadi, hava toplarinda kusursuzdu ama top ne zaman yere inse bir korku sardi taraftarlarin icini. Serkan Kurtulus'u cok farkedemedik sahada. Sanki Sabri daha etkili oynuyor! Bursapor'da Volkan Sen gercekten cok etkili bir kanat oyuncusu. Hizi ve bileklerinin inceligi sayesinde karsisinda oynadigi herkes icin buyuk bir tehlike. Bunlatici bir haftaydi 23. hafta hem Galatasaray hem de Bursaspor icin. Umarim haftanin geri kalani daha renkli gecer. Bulent Korkmaz yonetiminde 3 macta 3 galibiyet... Butun futbolcularla yakindan ilgilenmesi ve mac icin onlarla konusmasi cok hosuma gidiyor. Haydi hayrilisi.



6 Mart 2009 Cuma

Keyf-i Futbol 6 - 8 Mart



6 Mart Cuma
20.00 Galatasaray - Bursaspor (Lig TV)
21.30 Schalke 04 - Köln (24)

7 Mart Cumartesi

01.15 Lanus - Newell's Old Boys (NTV Spor)
13.00 Kasımpaşa - Orduspor (D Spor)
14.30 Coventry City - Chelsea (NTV Spor)
15.15 Trabzonspor - Konyaspor (Lig TV)
16.30 Bayern Münih - Hannover (24)
17.00 Roma - Udinese (NTV Spor)
17.00 Sunderland - Tottenham (Spormax)
18.30 Hoffenheim - Werder Bremen (24, Bant)
19.00 Hacettepe - Beşiktaş (Lig TV)
19.00 Genoa - Inter (NTV Spor)
20.00 Toulouse - Bordeaux (Kanal A)
21.30 Torino - Juventus (NTV)
21.00 Real Madrid - Atletico Madrid (NTV Spor)
22.00 Lille - Lyon (Kanal A)
23.00 Barcelona - Athletic Bilbao (NTV Spor, Bant)
23.00 Leixoes - Porto (Spormax)

8 Mart Pazar

13.00 Adanaspor - Karşıyaka (D Spor)
15.15 Sivasspor - Ankaraspor (Lig TV)
16.00 Milan - Atalanta (NTV Spor)
18.00 Everton - Middlesbrough (NTV Spor)
18.00 Bayer Leverkusen - Bochum (24)
18.00 Rennes - Auxerre (Kanal A)
19.00 Kayserispor - Fenerbahçe (Lig TV)
22.15 Naval - Benfica (Spormax)

5 Mart 2009 Perşembe

Nazar



Dun, Balotelli hakkinda bir seyler yazmistim. Kisaca acilen kendine kaptan Zanetti'yi ornek almasi gerektigini ve yetenegine yakisacak hareketler yapmasi gerektigini soylemistim. Benim kadar iyi niyetli olmayanlar da varmis. Dun oynanan Sampdoria - Inter macinda, adeta kale diregiyle birlesip, gelecek Balotelli neslini tuketmeye cok yaklasmisti. Hakkinda konusanlar ve yaptigi hareketler yuzunden nefret edenlerin nazari degmis Mario'ya. Bugun yapilan aciklamaya gore gayet iyimis. Gecmis olsun, umarim bu aci sana bir seyleri ogretebilir. Bu arada Sampdoria'yi, Cassano'yu ve Pazzini'yi tebrik etmek isterim. Dun geceki oyunlariyla Inter gibi bir takimi sahadan silip attilar. Ibrahimovic gibi bir yildiz olmasa da sonucta Inter, Inter'dir.

Genius


Futbolcularin, topa kafayla vurmaktan beyinlerine cok buyuk zarar verdikleri ve hep ayni seylere odaklanmaktan yeterince beyinlerini yeterince kullanmadiklari gibi genel bir kani vardir. Ama ayni zamanda, bazi futbolcularin saha icinde yaptiklari sayesinde cok zeki olarak nitelendirdikleri de olur. Hagi, Alex, Maradona, Messi ve bunlar gibi bir cok futbolcu cok zeki ve akilli futbolcular olarak anilirlar. Bunlarin hepsi sozdedir, insanlarin yorumudur. Ilk defa bir futbolcunun, doktorlar tarafindan uygulanan zeka testinde, ancak dahilerde olabilecek bir zekaya sahip oldugu ortaya cikti. Bu dahi adam ise Chelsea'nin yildizi Frank Lampard. Butun Chelsea takimina uygulanan bu testte Frank Lampard, en yuksek puan olan 150'ye ulasip, testi yapan doktoru bile geride birakmis. Kendisini tebrik ediyoruz. Bence boyle testlerin Turkiye'deki futbolculardan uzak tutulmasi lazim, yoksa mazallah bazi futbolcularin degil sahaya cikacak, sokaga cikacak yuzleri olmaz.

Delayed


Beckham'in Los Angeles'a donus tarihi yaklastikca, Milano'da gerginlik artmisti. Gidecek mi?, kalabilecek mi?, yeni sozlesme mi?, derken sonunda anlasildi. David Beckham bu sezonun sonuna kadar AC Milan formasi giyecek. Milano - LA bileti simdilik beklemede. Ingiltere milli takiminin teknik direktorunun ulkesinde futbol oynamasi, onu milli formaya tekrar yaklastirdigi icin ve kendisini tekrar dunyaya kanitladigi icin, Milano'dan ayrilmak istemedi. Sonunda istedigide oldu. Bildigimiz, hayran oldugumuz Beckham 2 ayda geri geldi. Hos geldi. Daha en az 3-4 ay izleyecek olmamiz da, heyecanlandirmiyor degil. Victoria'dan samari yiyecek ama Italyalarda surtmekten.

4 Mart 2009 Çarşamba

Psycho



Pazar gunu oynanan Inter - Roma macindan sonra en cok konusulan isim Mario Barwuah Balotelli oldu. Attigi gol, yaptirdigi penalti ve penaltidan sonraki hareketli cok tartisildi Italya'da. Kucuklugunde Gana'dan Italya'ya goc eden Barwuah ailesi, 3 yasindaki Mario'yu Balotelli ailesine evlatlik vermis. Sonrasinda hem Gana genlerinden gelen guc ve surat, Italya'da buyumenin getirdigi futbol ilgisi onu futbolcu yapmis. 1990 dogumlu, yani daha 18 yasinda. Egosu ise 18 yasindaki bir gencte olabilecekten kat ve kat fazla. Sahada, sanki butun taraftarlar onu izlemeye gelmis, sanki o mac onun etrafinda donuyormus havalarinda. Kendinde yasca buyuk insanlara da herhangi bir saygi gostermiyor. O anda cani ne istiyorsa onu yapiyor. Bir nevi Batuhan Karadeniz ama o bile bu kadar degil. Butun bunlari cocuklugunda yasadigi olaylar yuzunden de yapiyor olabilir. Bana Pascal Nouma'yi cagiristiriyor. Gercekten inanilmaz yetenekli bir futbolcu. Belki de gelecegin en buyuk futbolcusu olacak. Istediginde neler yapabildigini herkese gosterdi Roma macinda ama acilen birilerinin ona insanlik ve terbiye hakkinda bilgi vermesi gerekiyor. Roma kaptani Totti'de, bu kadar yetenekli bir futbolcunun boyle hareketlerine ne takim arkadaslarinin, ne rakip oyuncularin ne de taraftarlarin dayanamayacagini ve eger kendisi o yasta bu tarz hareketler yapsaydi, Roma'dan atilacagini soylemis. Ibrahimovic ve Mourinho gibi insanlarin oldugu bir takimda, yeterince yanlis ornek varken, Mario'nun biraz daha Javier Abi'siyle takilmasi gerek. Inter'e resti cektigini ve ayrilmak istedigini de unutmayalim tabi.

X-Large


"Even before the end of the first half I felt as if I had spat my lungs out.It was a hard match for me. In the second half my legs simply refused to serve me."
Andrei Arshavin

EPL'de futbol oynamanin hic de kolay olmadigini bir daha goruyoruz, duyuyoruz. Simdilik kendisi hakkindaki tahminlerim dogru cikiyor gibi. Daha kolay ve yorucu olmayan liglerin adami. Ani pir parlama ve o kadar. Oralar sana X-Large, sana X-Large !

3 Mart 2009 Salı

Saygi

Boyle bir goruntu Turkiye'de olsa, ortalik karisirdi. Yabanci bir takimin, yabanci bir oyuncusunun, Turk takiminin formasini yari ciplakken beline baglamasi ne demek?  Biz saygidan belinin altina bayragini almayan bir milletiz. El insanini rahatsiz etmiyor bu. Hatta arkada De Rossi'yi alkislayan taraftarlar bile var. Bence dogrusu bizim yaptigimiz, bu kadar rahatliga gerek yok. Zaten buyuk bir ihtimalle De Rossi'nin kotu bir niyetide yoktur ama ayri bir soru, o sort niye cikar ?

Batigol



Eskiden futbol sahalarinin en korkulan forvetiydi, simdilerde ise poloda en korkulan forvet oyuncusu olmus Batistuta. Insanin genlerinde olunca bitiricilik ve gol, elinde olmuyor tabi, hangi sporu yapsa basarili oluyor. Saka bir yana, Batistuta futboldaki basarisini eglencesine yaptigi bu spora yansitamamis. Zorlandigini ve kotu oynadigi icin moralinin bozuk oldugunu soylemis. Ayagiyla o kadar iyi diye, elindeki o sopaya ayagina yaptigi kadar iyi hukmetmesi gerekmiyor. Ne olursa olsun, sen kalplerde mor Fiorentina ve cubuklu Arjantin formasinin 9 Batistuta'sisin ve dunyanin en buyuk golculerinden birisin. Oyle de kalacaksin.

Spiderman


Dogum gunun kutlu olsun Mehmet Topal. Daha 23. yasinda ve simdiden pesinde bir cok buyuk takim var. Sakatliktan donup tekrar, araya girmelerini, sutlarini, top kapmalarini bekliyoruz.

2 Mart 2009 Pazartesi

Semih Kaya



Eger konusulanlar dogru cikar ve Fernando Meira Zenit'e transfer olursa, Bulent Korkmaz Galatasaray'a 91' dogumlu bir genci kazandiracak. Ayni Mustafa Denizli'nin 17'lik Bulent'i Galatasaray'a kazandirdigi gibi. Sezon basinda Arsenal ve Inter gibi buyuk kuluplerin talip oldugu bir genc, kotu bir oyuncu olamaz. Arsenal dunyanin en onemli scouting ekibine sahip. Eger onlarin bile ilgisini cekiyorsa Semih, illa ki Galatasaray'a yararli olacaktir. Gectigimiz aylarda kendisiyle yapilan 3 yillik sozlesme, ona guvenildiginin kaniti. Gecen sezon PAF macinda Fulya'da Besiktas'la oynanan macta basina gelen tekme ve sonrasinda gecirdigi zor ameliyat onu futboldan sogutmadi. Hirsli, saglam ve zeki bir defans oyuncusu oldugunu izledigim bir U-17 macinda anlamistim. Yollariniz acik olsun Semih ve Nando. Unutma bugunu, bu tarihi Semih. 


Asi Joe

Chelsea'nin hircin cocugu, hala sahalara donemedi. Londra sokaklarinda rahat rahat takiliyor. Kendisiyle ilgili onceki haberlerde, dizindeki aksesuarlar hic ic acici degildi. Sezon sonuna kadar duzelecek gibi gorunuyor. Don de sinirlenip, ayakla karisik bir sekilde toplara kay asi cocuk.

League "Carling" Cup 2009



3. kez bu kupayi kaldiriyor Manchester United ve Alex Ferguson. Dunki macta van Der Saar'in veliahti goruldu gibi. Ben Foster, dun yasanan sampiyonlugun en buyuk kahramaniydi. Alex Ferguson'da mac sonunda kendisini tebrik etti. 120 dakika boyunca bir cok top cikardi ve penatilarda da basariliydi Foster. Ronaldo, bildigimiz gibi yine olaganustu oynadi, sutlar, calimlar her zamanki gibi kusursuzdu. Welbeck, ileride cok etkili bir isim olacak Manchester ekibi icin. Spurs'de Lennon'in etkili oyununu goz ardi etmemek lazim. En cok guvenilen isimlerden biri olan, Bentley'nin penaltiyi kacirmasi tam olarak yikti Tottenham'i. Sonuc penaltilarda 4-1 Manchester. Tebrikler Foster.

Alfredo Moreno...


Lugano ! TSL'deki en hirsli ve en azimli defans oyuncularinin basinda geliyor bence. Fenerbahce'ye geldigi ilk gunden beri, mucadelesiyle ve hirsiyla takim arkadaslarina yardim ediyor. Yeri geliyor, pozisyonlari takip edip gol atiyor. Bu sezon 6 golu oldugunu ve sezonun transferi Guiza'dan daha cok gol attigini unutmayalim. Bu sezon sonunda sozlesmesi bitecek olan Lugano'yla dev takimlar ilgileniyor. Atletico Madrid, AC Milan, Juventus, Zenit, Lazio gibi takimlar sezon sonunda bedelsiz transfer icin ugrasmaya basladilar. Bakalim Fenerbahce Lugano'yu elinde tutabilecek mi ? Torino ya da Madrid ona yakisabilir gibi bence.

1 Mart 2009 Pazar

El Kun



Aylardir, Aguero diyip duruyorum. Ne kadar iyi bir futbolcu oldugunu, ne kadar etkili bir isim oldugunu, ne kadar yetenekli oldugunu kac kere soyledim. Bugun ki Barcelona macinda beni bir daha kendine hayran birakti. Attigi 2 gol ve olaganustu oyunu, bana inanilmaz keyif verdi. Kendisini daha buyuk ve kafaya oynayan bir takimda gormek en buyuk istegim. Liverpool ya da Arsenal tam ona gore yerler. Serie A'da cok sikilabilir. Boyle devam et Kun.
Maradona - Aguero kirmasi, gelecegin yildizi, Benjamin Aguero Maradona'ya selamlar olsun.

Post Match : Konyaspor - Galatasaray



Gecen sezon gibi bu sezon da Konya deplasmaninda 1 gol ve 3 puanla donmeyi basardi Galatasaray. Tek bir istegim var, o da Konyaspor - Galatasaray maclarinin duzgun bir zeminde oynanmasi. Gecen yil buzlu zemin ve hala sahalara donemeyen Ugur Ucar, bu yil patates tarlasini andiran bir zemin ama sukurler olsun ki bir sakatlik yok. Eger bu ulkede milyon eurolar verilip transferler yapiliyorsa, takimlarin sahalara boyle olmamali. Eger oluyorsa da, o transferlerden once bu stadlari duzeltme sarti koymali Turkiye Futbol Federasyonu. Maca gelince, macin ilk dakikalarinda Veysel eger o pozisyonda De Sanctis'i gecebilseydi, macin gidisati cok daha degisik olabilirdi. 11. dakikada Arda'nin inatla pozisyonu devam etmesi ve kendini riske atip o pozisyonda vurma cabasi, Galatasaray'i 1-0 one gecirdi. Bu karsilasmanin da kayda deger tek ani buydu. Ilk yarinin sonlarinda Bulent'in kacirdigi pozisyonu da unutmamak lazim tabi. Biraz daha sansli olsaydi Konyaspor, belki de bu maci lehlerine cevirebilirlerdi. Bana kalirsa, Bordeaux maci gibi zor bir mactan sonra Galatasarayli futbolcularin bu mucadelesini tebrik etmek lazim. O yorgunlugun ustune, boyle zor kosulan ve hareket edilen bir deplasmandan sonra iyi bir dinlenmeyi hakediyorlar. Gozlerden kacmayan bir sey var Galatasaray'da, o da soyut bir kavram olan ruh. Tekrar eski gunlerdeki gibi o kenetlenmeyi, sevgiyi, acligi gorebiliyoruz. Bu ruha yetenekli futbolcularda eklenince, basari kendiliginden geliyor zaten. Skibbe'nin son zamanlardaki Arda'ya dusundugumuzde, son iki macta oynayan Arda, Maradona tadi veriyor. Bunun 'Bulent Abi'si' sayesinde gerceklestigini herkes biliyor. Sabri bile iyi oynuyor, en azindan gereksiz isler yapmiyor. Guzel gunler yakin. Butun Galatasarayli futbolcular, Fenerbahce'ye tesekkur etmeli Sivas galibiyeti icin. Sampiyonluk yarisi simdi basliyor.