14 Şubat 2009 Cumartesi
Post Match : Antalyaspor - Galatasaray
David Silva
Juventus, hem Pavel Nedved'in futbolu birakmasindan az etkilenmek icin, hem de kadrosunu guclendirmek icin careler ariyor. Son care olarak David Silva'yi uygun gormusler. Bonservisine 25 milyon euro, ek olarak performansa gore de 5 milyon euro, yani yaklasik 30 milyon euroluk bir teklif. David Silva simdilik Mestella'da kalmak istese de, yillik 4.5 milyon euroluk teklif onun da fikrini degistirebilir. Gonul ister, Arda'ya 20 milyon euroluk bir teklif ve bir Turk'u Italya'nin en buyugunde izlemek.
(Bu golu hatirlamayan yoktur herhalde)
Pedja
13 Şubat 2009 Cuma
Keyf-i Futbol 13 - 15 Subat
13 Şubat Cuma
21.30 Hoffenheim - B.Leverkusen/ Kanal 24
14 Şubat Cumartesi
15.00 Antalyaspor - Galatasaray/ Lig TV
16.30 H.Berlin - B.Münih/ Kanal 24
17.00 Portsmouth - Man.City/ Spormax
17.00 West Ham - M.Brough/ NTV Spor
19.00 Fenerbahçe - Hacettepe/ Lig TV
19.00 Lazio - Torino/ NTVSpor
20.00 Bordeaux - Grenoble/ Kanal A
21.00 R. Betis - Barcelona/ NTV Spor
22.00 PSG - St. Etienne/ Kanal A
23.00 Valencia - Malaga/ NTV Spor
15 Şubat Pazar
15.00 Bursaspor - Sivasspor/ Lig TV
16.00 Juventus - Sampdoria/ NTV Spor
16.00 Juventus - Sampdoria/ NTV Spor
18.00 Hamburg - A. Biefeld/ Kanal 24
18.00 Lyon - Le Havre/ Kanal A
18.30 Derby County - Man. United/ NTV Spor
19.00 Beşiktaş - Trabzonspor/ Lig TV
21.00 Porto - Rio Ave/ Spormax
21.30 Inter- Milan/ NTV Spor
22.00 Monaco - Marsilya/ Kanal A
12 Şubat 2009 Perşembe
The Monster
Servet'in insan ustu gucleri oldugu biliniyordu. Dun ki Fildisi Sahilleri macinda karsisindan bir baska insan ustu gucleri olan Drogba'yla karsi karsiya olacaklar diye icimde bir kipirti vardi. Hakliymisim. Eger bir insan Drogba'nin corabini yirtip, ayagini kanatabiliyorsa, o insan olamaz.
Bravo Igdir'in gulu.
Axel Witsel
Etiketler:
Barclays Premier League,
Serie A,
Tranfer,
Transfer
Post Match : Fransa - Arjantin
"The ball is like an extension of his body and it is impossible to take it off him."
Maradona, talking about Lionel Messi.
Nerazzurri - Rossoneri
Haftasonu Milano derbisi var. Ev sahibi Inter oldugu icin mac Giuseppe Meazza'da demek daha dogru olur. Ev sahibi takimda pek bir sorun yok gibi. Adriano ve Balotelli'nin simarikliklarini ayri bir yere aldigimizda tabiki. Konuk takimda ise sorunlar buyuk. Defansin kilit adami Nesta ve takimin en onemli silahi Kaka macta oynayamayacaklar. Nesta zaten sezon basindan beri yok, ama bu macta oynayabilecegi gibi haberlerin cikmasi bile taraftarlarda heyecan yaratmisti. Kaka'nin olmayisi ise baya rahatsiz edici onlar icin. Ayni zamanda bir o kadar da sevindirici Interli taraftarlar icin. Ilk defa bir skor tahmini yapmak istiyorum. Inter : 2 - AC Milan : 1. Bu sezon Ibra'nin sezonu. Kaka'nin eksikligi kirmizi siyahlilari zorlayacaktir. Ronaldinho'nun son Brezilya macindaki hirsi ve istegi ve Pato'nun formda olmasi Rossoneri'nin tek kozu. Guzel bir mac daha bizi bekliyor.
11 Şubat 2009 Çarşamba
Most Popular
Alman SPORT + MARKT sirketinin yaptigi dunyanin en populer takimlari arasina 2 tane de Turk takimi girmis. 16 Avrupa ulkesinde yapilan bu arastirmanin sonucunda ilk sirada Barcelona var 44.2 milyon taraftarla. Galatasaray 10 milyona yakin taraftar sayisiyla elinde buyuk bir potansiyel tutuyor. Kazanilacak bir buyuk kupa ve 2000'de yapilmayan seylerin yapilmasi sonucundan Galatasaray'a buyuk bir maddi gelir saglanabilir. Aynilari Fenerbahce icinde gecerli. Hatta Fenerbahce bu konuda Galatasaray'dan bir adim onde. Endustriyel futbolda onemli bunlar, ne kadar taraftarinin oldugu, ne kadar tanindigin ve ne kadar guclu oldugun.
1. FC Barcelona............44,2 million.
2. Real Madrid..................41 million.
3. Manchester United..........37,6 million
4. Chelsea FC.................25,6 million.
5. Zenit St. Petersburg......23,9 million.
6. Liverpool FC.................23 million.
7. Arsenal....................21,3 million.
8. AC Milan.....................21 million.
9. Bayern München..............19,8 million.
10. Juventus..................17,5 million.
11. CSKA Moscow................11,1 million.
12. Inter Milan...............10,3 million.
13. Olympique Lyon.............9,4 million.
14. Olympique Marseille.........9,4 million.
15. Galatasaray..................9 million.
16. Spartak Moscow..............8,1 million.
17. Fenerbahce ................ 7,3 million.
18. Wisla Krakow .................. 6,5 million.
19. Ajax..................... 6,5 million.
20. Dinamo Moscow .............. 5,7 million.
Harry, Harry Kewell
Fransa - Arjantin
Bana gore bu gecenin en heyecan verici en keyifli maci olacak
Raymond Domenech vs. Diego Armando Maradona
Raymond Domenech vs. Diego Armando Maradona
Benzema - Henry - Ribery vs. Messi - Aguero - Tevez
Fransa Muhtemel 11 : Lloris; Sagna, Abidal, Mexes, Gallas; L. Diarra, Toulalan; Ribery, Benzema, Gourcuff; Henry
Arjantin Muhtemel 11 : Carrizo; Zanetti, Papa, Heinze, Demichellis; Mascherano, Gago; Juan Sebastian Veron, Messi, Tevez; Aguero
Saat: 22.00
NTV Spor
World Derby
The New Commander is :
Beklenen aciklama yapildi Londra'da. Guus Hiddink sezon sonuna kadar Chelsea'nin basinda. Rusya milli takiminin basinda olmaya da devam edecek. Ilk defa boyle buyuk iki isi yapan birini yakindan izleyecegiz. Onumuzdeki gunlerde futbolcularla tanistirilacakmis. Abramovich'in elinde oldugu bilinen Rusya Futbol Federasyonu'na da ozel bir tesekkur aciklamasi yapilmis. Umutluyum bu imzadan, sezon sonunda kesinlikle uzatilacagini dusunuyorum. Chelsea'nin basinda olacagi 2.5 ay icin 1.8 milyon euro alacak. Hayirli olsun Guus ama hala icimde Fatih Terim var.
10 Şubat 2009 Salı
New Chelski Commander
Wonderkid
9 Şubat 2009 Pazartesi
Beckham
Hic beklenmedik bir baslangic ve kendini dunyaya bir daha kanitlama. Beckham Milano'ya ayak bastigindan beri her gun baska bir sey konusuluyor onun hakkinda. Gitmeden once oynamayacagi, yatacagi, daha fazla para kazanmak icin AC Milan'a gittigi konusuluyordu. Oynamaya basladiktan sonra bunlari dusunenleri cezalandirir gibi cevap verdi. Rossoneri'nin son maclardaki en etkili silahi. Kafaya ortalar, ara paslar, goller... O kadar memnunlar ki oynayabilecegi 2 mac icin Sampiyonlar Ligi kadrosuna bile aldi Ancelotti. Daha fazlasi icin LA Galaxyle gorusmelere baslamislar. 6.75 milyon euro gibi bir rakamla gitmis Milano ekibi. En az 2 kati gibi bir cevap gelmis. Beklemekteyiz.
Londra Havasi
Scolari'nin alacagi tazminat 22 milyon $ !
Tony Adams
8 Şubat 2009 Pazar
Marcelo Carrusca
2006 - 2007 sezonu basinda Galatasaray'a buyuk umutlarla gelmis bir baska futbolcu. Galatasaray'in transfer politikasinin bu sezon gibi olmadigi donemlerde, adi duyulmamis, Guney Amerikali futbolcular bir heyecan uyandirirdi taraftarda. Kivircik saclariyla ve 16 numarali formasiyla Marcelo'da heyecanla beklenmisti. Klasik antreman performanslari sonrasi yapilan yorumlar ve umutlarla beklenmisti o da. Yumusak bilek dendi, oldurucu ara pas dendi, Alex gibi dendi. Benim hatirladigim tek sey toplari gogusuyle alirkenki estetigi. Ilk geldigi zaman yeni Ribery denilip 5 yillik imza attirilmisti. Maclarda cok yer alamasa da her zaman bir umuttu Carrusca. Arda Turan'in Mlada Bolesav maci sonrasinda kendini duyurmasi ve kanitlamasi Carrusca'nin sonu oldu. Bir Turk'un yildiz olmasi herkesin tercihi olacagindan Carrusca hic yer bulamadi takimda. O kadar yedek kalmasina ragmen, neredeyse hic oyuna girememesine ragmen, hem hep calisti hem de taraftar icin bir umut oldu. Herkes onun patlama yapmasini bekledi 2 sezon boyunca. Her transfer doneminde bir takima kiralik gidisi konusu acilsa da bir turlu gidememisti. Bu sezon basina kadar tabi. Bu sezon basinda Cruz Azul'a kiralik giden Carrusca'nin kaderi orada da degismedi. Meksika liginde ve CONCACAF'ta toplamda 4 kere 11 baslamis ve 7 kere de sonradan oyuna girmis. Sure aldigi maclarda 1 gol atip 1 asist yapmis Carrusca. Sezon sonunda Galatasaray'a donecek. Bu adamda bir gariplik var, ne gol atiyor ne asist yapiyor kisaca hic bir sey yapmiyor, kendini gosteremiyor ama insanlar umidi kesmiyor. Hep bir umut hep bir heyecan. Umarim sonunda gereken patlamayi yapar ve Ribery'den kazanilamayan Marcelo Carrusca'dan kazanilir.
Galatasaray Turkiye'dir
Galatasaray Spor Kulubu dun oynanan Kayserispor macindaki hakem hatalari ve bundan once yasanan hatalardan sonra bir aciklama yapmak zorunda kalmis. Yersiz kartlar, esit yapilmayan ihraclar ve bu aciklama...
Dün gece Ali Sami Yen Stadı’nda futbolun dışında çirkin bir oyunun bir perdesi daha sergilenmiştir. Neye hizmet ettiği belirsiz, neyi amaçladığı ise gün gibi aşikâr bir zihniyet, bilinçli şekilde 90 dakika boyunca adeta emek hırsızlığı yapmıştır. Galatasaray-Kayserispor maçının hakemi Selçuk Dereli bir futbol karşılaşması yönetmemiştir, yazılan senaryoyu başarılı şekilde uygulamıştır. Gösterdiği davranışların ve verdiği kararların başka bir açıklaması da yoktur. Karşılaşma boyunca oyunun önüne çıkan akıl almaz hataları ve yönetimiyle futbolcularımızı ve taraftarımızı tahrik etmiş, belki de diyet ödeme uğruna bir takımın kaderi ile oynama hakkını kendinde görmüştür. Takımımızı anlamsız ve tartışılan kararlarla eksik bırakmış, taraftarı provoke ederek tahriklere yol açmış, adeta takımımızın üzerine oynayıp tek kelimeyle bir sindirme operasyonunu sahne sahne uygulamaya koymuştur. Selçuk Dereli’nin komedi yönetimi bardağı taşıran son damla olmuştur.
Şimdi futbol tarihine karanlık bir gece olarak asılan bu 90 dakikanın ardından beyaz sayfa söylemleriyle yola çıkıp basiretsiz görünümleriyle güvenilir olmaktan uzak kalanlara sesleniyoruz:
1) Galatasaray’ın olgun duruşunun katkılarıyla filizlenen ve yükselen futbol barışı, ne yazık ki Galatasaray’ın aleyhine kullanılarak bugünlere gelinmiştir. Galatasaray’ın Türk futbolundaki kaosu önlemeye yönelik çabası ve birleştirici unsur olma adına gösterdiği anlayış, kendi aleyhine haksızlıklara yol açacak kadar deformasyona uğratılmıştır. "Galatasaray nasılsa bizi destekliyor" diye düşünüp Galatasaray’ın üzerine oyunlar oynamaya kalkışmak, bu büyük camianın gücünü hafife almaktır.
2) Futbolcularımız ve yöneticilerimiz haksız yere ve komik gerekçelerle cezalandırılırken hataları yapanların yanlışları yanlarına kâr kaldığı gibi, asıl ceza görmesi gerekenler ise Galatasaray’a karşı hata yapmanın bedelini ödüllendirilerek almaya başlamışlardır.
3) Hakemlerin takımımız futbolcularına yapılan sertliklere gösterdiği tolerans ve yaklaşım, basit-ucuz ve kolay kart cezaları uygulaması, takımın futbolunu sindirmeye yönelik çalınan düdükler, tribünlerin provokasyonuna yol açan yönetimler ve bunun neticesinde ortaya çıkan komik cezalar artık tahammül sınırlarını zorlamaktadır.
4) Unutulmasın ki Turkcell Süper Lig’de Galatasaray, 2007-08 sezonunda en az kart gören takımlardan biri olmuştur. Kulübümüzün ve futbolcularımızın spor ahlâkı, anlayışı ve duruşu hiçbir şekilde değişmemiştir. Hal böyleyken şimdi soruyoruz: “Ne değişmiştir ki bu ucuz kartlar havada uçuşmaktadır?” Kartlarda ve faullerde görülen çifte standart, bazı futbolcularımızı pasifize etmek için gösterilen çabalar arkalarında hep soru işaretleri bırakmaktadır.
5) Son Kayserispor maçında, bir önceki hafta Sivas’ta bedava gösterildiği herkesçe malum kırmızı kart, Eskişehirspor maçında ofsayttan yenilen, Kadıköy’de atılan ama iptal edilen goller ve daha bir çok örneklerle çoğaltabileceğimiz kasıtlı olmadığına inanmak istediğimiz ama inancımızı ve sabrımızı zorlayan pozisyonlar. Biz sadece Galatasaray’ın değil, tüm maçların mercek altına alınmasını ve incelenmesini istiyoruz. Bakın, araştırın, anti futbola prim tanımayın. Bakın, araştırın, çifte standardınızı siz de yakalayın.
6) Yine unutulmaması gereken bir nokta ise Galatasaray’ın Avrupa çapında yıldızlara sahip ve milli takımlara en çok futbolcu veren kulüp olmasıdır. Yerli ve yabancı birçok önemli ismin yer aldığı takımımız aynı zamanda darbeye yönelik sakatlıklardan da aşırı derecede etkilenmektedir. Galatasaray futbol takımı bünyesinde 22 milli futbolcuyu barındıran bir yapıya sahiptir. Ayrıca bunların içinde 5 ayrı milli takım kaptanı mevcuttur. Böylesine uluslararası hüviyetteki bir takıma karşı kimse takıntısını, nefretini, kompleksini Galatasaray’ın üzerinden gidermeye çalışamaz. Kimse yazılan senaryoları Galatasaray’ın üzerinde uygulayamaz. Galatasaraylı futbolcuların sahadaki duruşlarını kimse bozamaz, taraftarı provoke edemez, sahasını kapatmaya çalışamaz. Bir çok milli zaferi birlikte yaşadığımız bu çocuklarımızın, kendi değerlerimizin basit oyunlarla heba edilmesine göz yumamayız.
7) Gerçekçi hiçbir icraat, proje ve hamle atağına kalkışmayan, somut bir faaliyet girişiminde bulunmayan, futbol oynanması mümkün olmayan sahalara seyirci kalan ve bu nedenle futbolcuların sakatlanmalarına yol açanlar sadece ikili ilişkilere dayalı düzenlerinde Galatasaray gerçeğini göz ardı edemezler.
Türkiye Futbol Federasyonu yönetimine, fair-play adına attığımız her adımın, uzattığımız her zeytin dalının geri dönüşü bizi hem şaşırtmakta hem de yaralamaktadır. Galatasaray camiasının “fair-play”den anladığı dürüst oyun ve etik davranıştır. Biz herkese eşit davranılan bir yönetim anlayışını destekleyeceğimizi her platformda belirten bir camianın ve duruşun temsilcileriyiz. Biz lekesiz, saf ve adil bir futbol anlayışı istiyoruz.
Ancak tahammül sınırlarını aşan yaklaşımlar, sergilenen vurdumduymaz tavırlar ve Galatasaray maçlarında yaşanan akıl almaz hatalar bizi sessizliğimizi bozmak zorunda bırakmıştır. Ne yazık ki yola çıkarken beyaz sayfa, dürüst futbol, şeffaflık anlayışı sloganlarını şiar edinenler kendilerinin de sonunu kestiremedikleri bir yöne sapmıştır. Bu şekilde gittiği sürece Türkiye Futbol Federasyonu’na ve kurullarına olan desteğimizi geri çekeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Uzun süren sabırlı bir dönemin ardından bugün geldiğimiz noktada bu federasyon ve kurullarının Türk futbolunu yönetecek kapasitede olmadığına kanaat getirmiş bulunuyoruz.
Galatasaray’ın desteği olmadan federasyonunun futbol barışını, sportif başarıyı ve sektörel gelişimini nasıl sağlayacağını biz de merak ediyoruz.
Galatasaray her zaman futbol barışının yanında olmuş bir kulüptür ve olmaya da devam edecektir. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu ve kurulları sadece kuralları sağduyulu ve dürüstçe uyguladığı sürece.
Hiçbir zaman unutulmasın ki sessizliğimiz acizliğimizden değil efendiliğimizdendir. Federasyon ve onun kurullarına desteğimizi ve güvenimizi gözden geçirmek zorunda kaldığımız şu günlerde kimsenin kuşkusu olmasın ki Galatasaray camiası ve taraftarı haksızlığa karşı her türlü tepkisini demokratik platfomlarda gösterecektir. Etik futbol anlayışımızda kurallara bağlılık, rakibe saygı, haksız avantajdan kaçınma ilkelerinin herkese eşit bir biçimde uygulanması dışında hiç bir beklentimiz yoktur.
MHK’yı kimin yönettiğini bilmiyoruz.
Gözlemciler ve temsilciler kurulunu ve diğer kurulları kimin yönettiğini bilmiyoruz.
Ama artık kimin yönetmediğini de biliyoruz.
GALATASARAY ASLA SAHİPSİZ DEĞİLDİR…
UNUTULMASIN Kİ GALATASARAY TÜRKİYE’DİR…
Şimdi futbol tarihine karanlık bir gece olarak asılan bu 90 dakikanın ardından beyaz sayfa söylemleriyle yola çıkıp basiretsiz görünümleriyle güvenilir olmaktan uzak kalanlara sesleniyoruz:
1) Galatasaray’ın olgun duruşunun katkılarıyla filizlenen ve yükselen futbol barışı, ne yazık ki Galatasaray’ın aleyhine kullanılarak bugünlere gelinmiştir. Galatasaray’ın Türk futbolundaki kaosu önlemeye yönelik çabası ve birleştirici unsur olma adına gösterdiği anlayış, kendi aleyhine haksızlıklara yol açacak kadar deformasyona uğratılmıştır. "Galatasaray nasılsa bizi destekliyor" diye düşünüp Galatasaray’ın üzerine oyunlar oynamaya kalkışmak, bu büyük camianın gücünü hafife almaktır.
2) Futbolcularımız ve yöneticilerimiz haksız yere ve komik gerekçelerle cezalandırılırken hataları yapanların yanlışları yanlarına kâr kaldığı gibi, asıl ceza görmesi gerekenler ise Galatasaray’a karşı hata yapmanın bedelini ödüllendirilerek almaya başlamışlardır.
3) Hakemlerin takımımız futbolcularına yapılan sertliklere gösterdiği tolerans ve yaklaşım, basit-ucuz ve kolay kart cezaları uygulaması, takımın futbolunu sindirmeye yönelik çalınan düdükler, tribünlerin provokasyonuna yol açan yönetimler ve bunun neticesinde ortaya çıkan komik cezalar artık tahammül sınırlarını zorlamaktadır.
4) Unutulmasın ki Turkcell Süper Lig’de Galatasaray, 2007-08 sezonunda en az kart gören takımlardan biri olmuştur. Kulübümüzün ve futbolcularımızın spor ahlâkı, anlayışı ve duruşu hiçbir şekilde değişmemiştir. Hal böyleyken şimdi soruyoruz: “Ne değişmiştir ki bu ucuz kartlar havada uçuşmaktadır?” Kartlarda ve faullerde görülen çifte standart, bazı futbolcularımızı pasifize etmek için gösterilen çabalar arkalarında hep soru işaretleri bırakmaktadır.
5) Son Kayserispor maçında, bir önceki hafta Sivas’ta bedava gösterildiği herkesçe malum kırmızı kart, Eskişehirspor maçında ofsayttan yenilen, Kadıköy’de atılan ama iptal edilen goller ve daha bir çok örneklerle çoğaltabileceğimiz kasıtlı olmadığına inanmak istediğimiz ama inancımızı ve sabrımızı zorlayan pozisyonlar. Biz sadece Galatasaray’ın değil, tüm maçların mercek altına alınmasını ve incelenmesini istiyoruz. Bakın, araştırın, anti futbola prim tanımayın. Bakın, araştırın, çifte standardınızı siz de yakalayın.
6) Yine unutulmaması gereken bir nokta ise Galatasaray’ın Avrupa çapında yıldızlara sahip ve milli takımlara en çok futbolcu veren kulüp olmasıdır. Yerli ve yabancı birçok önemli ismin yer aldığı takımımız aynı zamanda darbeye yönelik sakatlıklardan da aşırı derecede etkilenmektedir. Galatasaray futbol takımı bünyesinde 22 milli futbolcuyu barındıran bir yapıya sahiptir. Ayrıca bunların içinde 5 ayrı milli takım kaptanı mevcuttur. Böylesine uluslararası hüviyetteki bir takıma karşı kimse takıntısını, nefretini, kompleksini Galatasaray’ın üzerinden gidermeye çalışamaz. Kimse yazılan senaryoları Galatasaray’ın üzerinde uygulayamaz. Galatasaraylı futbolcuların sahadaki duruşlarını kimse bozamaz, taraftarı provoke edemez, sahasını kapatmaya çalışamaz. Bir çok milli zaferi birlikte yaşadığımız bu çocuklarımızın, kendi değerlerimizin basit oyunlarla heba edilmesine göz yumamayız.
7) Gerçekçi hiçbir icraat, proje ve hamle atağına kalkışmayan, somut bir faaliyet girişiminde bulunmayan, futbol oynanması mümkün olmayan sahalara seyirci kalan ve bu nedenle futbolcuların sakatlanmalarına yol açanlar sadece ikili ilişkilere dayalı düzenlerinde Galatasaray gerçeğini göz ardı edemezler.
Türkiye Futbol Federasyonu yönetimine, fair-play adına attığımız her adımın, uzattığımız her zeytin dalının geri dönüşü bizi hem şaşırtmakta hem de yaralamaktadır. Galatasaray camiasının “fair-play”den anladığı dürüst oyun ve etik davranıştır. Biz herkese eşit davranılan bir yönetim anlayışını destekleyeceğimizi her platformda belirten bir camianın ve duruşun temsilcileriyiz. Biz lekesiz, saf ve adil bir futbol anlayışı istiyoruz.
Ancak tahammül sınırlarını aşan yaklaşımlar, sergilenen vurdumduymaz tavırlar ve Galatasaray maçlarında yaşanan akıl almaz hatalar bizi sessizliğimizi bozmak zorunda bırakmıştır. Ne yazık ki yola çıkarken beyaz sayfa, dürüst futbol, şeffaflık anlayışı sloganlarını şiar edinenler kendilerinin de sonunu kestiremedikleri bir yöne sapmıştır. Bu şekilde gittiği sürece Türkiye Futbol Federasyonu’na ve kurullarına olan desteğimizi geri çekeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Uzun süren sabırlı bir dönemin ardından bugün geldiğimiz noktada bu federasyon ve kurullarının Türk futbolunu yönetecek kapasitede olmadığına kanaat getirmiş bulunuyoruz.
Galatasaray’ın desteği olmadan federasyonunun futbol barışını, sportif başarıyı ve sektörel gelişimini nasıl sağlayacağını biz de merak ediyoruz.
Galatasaray her zaman futbol barışının yanında olmuş bir kulüptür ve olmaya da devam edecektir. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu ve kurulları sadece kuralları sağduyulu ve dürüstçe uyguladığı sürece.
Hiçbir zaman unutulmasın ki sessizliğimiz acizliğimizden değil efendiliğimizdendir. Federasyon ve onun kurullarına desteğimizi ve güvenimizi gözden geçirmek zorunda kaldığımız şu günlerde kimsenin kuşkusu olmasın ki Galatasaray camiası ve taraftarı haksızlığa karşı her türlü tepkisini demokratik platfomlarda gösterecektir. Etik futbol anlayışımızda kurallara bağlılık, rakibe saygı, haksız avantajdan kaçınma ilkelerinin herkese eşit bir biçimde uygulanması dışında hiç bir beklentimiz yoktur.
MHK’yı kimin yönettiğini bilmiyoruz.
Gözlemciler ve temsilciler kurulunu ve diğer kurulları kimin yönettiğini bilmiyoruz.
Ama artık kimin yönetmediğini de biliyoruz.
GALATASARAY ASLA SAHİPSİZ DEĞİLDİR…
UNUTULMASIN Kİ GALATASARAY TÜRKİYE’DİR…
Euro 2016 Turkey
Post Match: Galatasaray - Kayserispor
Bugune kadar izledigim Kayseri - Galatasaray maclarinin heycaniyla ve guzel bir mac olacagi dusuncesiyle Istanbul'a gelir gelmez Ali Sami Yen'e dogru yoneldim. Havanin guzelligi, zeminin son maclara gore daha duzgun olmasi ve Lincoln'un kadro'da olmasi beni daha da motive etti maca. Macin basladigi andan itibaren guzel futbol kokulari geliyordu. Lincoln varligini attigi ara paslarla belli etti. Mac oncesi Hakan Balta'nin sakatlanmasi sonucu Galatasaray en son Besiktas macinda uyguladigi 3-5-2 sistemiyle sahadaydi. Bu dizilisle iyi oynamalarina ragmen, birden Selcuk Dereli isimli sahis cikti ve bu guzel maci katletti. Cangele kendini ceza sahasi icin yere biraktiginda sari kart vermeyen bu sahis, Lincoln'e yapilan mudahele sonrasinda yere dusmesini sari kart ile cezalandirdi. Ondan sonra macin 30. dakikasinda ikinci saridan oyun disi birakti. Gosterilen bu gereksiz sari kart macin kaderini degistirdi. Macin geri kalan 60 dakikasindan Selcuk Dereli'nin yanlis kararlari devam etti. Galatasaray 10 kisi oynadigi 60 dakikada iyi oynasa da, son dakikada Mehmet Eren'in vurusu De Sanctis'i caresiz birakti ve 89. dakikada Kayserispor beraberligi yakaladi. Mac boyunca en cok calisan isim tartismasiz Arda'ydi. Sol bek gibi oynamasinda ragmen, sahada basmadik yer birakmadi. Yeri geldi Sabri'ye yardima gitti, yeri geldi ilerde pres yapti, yeri geldi defansina yardim etti. Servetli defans yine cok hata yapmadi. Alistigimiz araya atilan bir kac top disinda cok bir hatalari yoktu Mehmet Topal'in etkisiz oyununa ragmen. Baros iyi hos ama acilen dribbling calismalari yapmasi gerekiyor. Top ayagina dolaniyor kosarken. Nonda'da bir yukselis var, gecen hafta attigi gole onu kendine getirmis gibi. Aylar sonra Linderoth'u gormek ve etkili oyununu seyretmek keyif verdi. En cok begendigim futbolculardan biri olan Hakan Balta'yi bir sure izleyemeyecek olmak uzucu. Skibbe'nin pozisyonlara tepkisi ve genel sinirli tavri herkesi geriyor. Onunda korkutugunu oradan hissediyoruz. Yanlis kararlarda daha sakin ve temkinli olmali. Futbolcularin gergin olma nedeni teknik direktorlerinden de geliyor olabilir. Fatih Terim'i biraz izlemeli sanki.
Hazirlik Maclari Keyif-i Futbol
Brezilya - İtalya
10 Subat Salı
Saat : 21.45
Yer : Emirates Stadium, Londra
Yayin : NTV Spor
Fransa - Arjantin
11 Subat Carsamba
Saat : 22.00
Yer : Stade Veledrome, Marsilya
Yayin : NTV Spor
Turkiye - Fildisi Sahilleri
11 Subat Carsamba
Saat : 20.30
Yer: Izmir Ataturk Stadi
Yayin: TRT 1
Ispnaya - Ingiltere
11 Subat Carsamba
Saat : 23.00
Yer : Ramon Sanchez Pizjuan, Sevilla
Yayin : TRT 1
Sec begen al. Once sali gunu Italya - Ingiltere maci. Carsamba ise Turkiye maciyla basla, Fransa - Arjantin ilk yari, Ispanya - Ingiltere tamami, arada tekrar Fransa - Arjantin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)