30 Aralık 2008 Salı

2009



Herkese simdiden iyi ve futbol dolu yillar.


Adam Gibi Adam


Dun aksam saatlerinde Ertugrul Saglam, Bursaspor teknik patronu olmus. Hayirli olsun. Kayseri'den sonra Besiktas belki biraz agir geldi. Biraz daha tecrube kazanip gitse daha iyi olabilirdi onun icin. Bursaspor'da bu patlamayi yapabilir bence. Sonrasinda ise milli takim sorumlusu olmasini hayal edebiliyorum. Adam gibi adam olan ender futbol adamlarindan biri. Eski kulubundeki yanar doner adamlarin arasinda fazla kaldi heralde. Bursa gibi hedefleri olan bir kulupte basarili olmasini umuyorum. Eger bir teknik direktor asagidaki olayi yapabilecek kadar kendine guveniyosa, baskalari gibi egosunu herkesten yuksekte tutmuyorsa, o adam kulubunu ve takimini gercekten seviyor demektir.


28 Aralık 2008 Pazar

3



Her takimin klasik bir sorunsali olur nedense. Galatasaray'da yillardir duzgun bir sag bek olmayisi gibi. Ugur Ucar bu sorunsali sona erdirmisti ama taa ki buz pateni pistinde freni patlamis kamyon gibi gelen Batista, Ugur'un diz kapagini kirana kadar. O sakatligi dusununce aklima Ugur'un o dizle tac attigini, kosmaya calistigini hatirliyorum. Bir de bir Sivas maci hatirliyorum gecen yildan. Son 10 dakikada Galatasaray'in iki gol attigi. Iki golunde Ugur'un ortalari sonucu geldigini hatirliyorum. Sozlukte Cafu'nun veliahti tartismasini hatirliyorum ve simdi Sabri'yi izliyorum ve bekliyorum kucuk kaptanin geri donusunu ve Bulent Korkmaz'in veliahti olsunu. O ameliyat izi icimde bir burukluk olustursada bekliyorum.


(Arda Turan gibi dostunuz olmasi dilegiyle...)

Ev



Herkesin evi herkes icin degerlidir. Insanin evinin guzel olmasi, modern olmasi, sik olmasi, sicak olmasi onemlidir de asil onemli olan oraya girdiginde kendini evde hissetmedir. Iste Galatasaraylilar icin Ali Sami Yen'de boyledir. Dailymail'in web sitesinde yapilan oylamaya gore Ali Sami Yen Stadi dunyanin en iyi atmosferi olan 13. stad secilmis. Evinizin sizin icin degeri onemlidir ama baskalari geldiginde ne hisseder oda onemlidir. Buyrun ilk 30:

1) Anfield, Liverpool
2) Camp Nou, FC Barcelona
3) Parkhead, Celtic
4) St James' Park, Newcastle United
5) Old Trafford, Manchester United
6) Goodison Park, Everton
7) San Siro, AC Milan/Inter Milan
8) Santiago Bernabeu, Real Madrid
9) Wembley , İngiltere
10) Fratton Park, Portsmouth
11) White Hart Lane, Tottenham Hotspur
12) Maine Road, Manchester City
13) Ali Sami Yen, Galatasaray
14) Westfalenstadion, Borussia Dortmund
15) Ibrox, Glasgow Rangers
16) Hillsborough, Sheffield Wednesday
17) Millennium Stadium, Galler
18) Stade Velodrome, Marsilya
19) Hampden Park, İskoçya
20) La Bombonera, Boca Juniors
21) Roker Park, Sunderland
22) Ninian Park, Cardiff City
23) Estadio Mestalla, Valencia
24) Tynecastle, Heart of Midlothian
25) Elland Road, Leeds United
26) Upton Park, West Ham United
27) Boothferry Park, Hull City
28) Sukru Saracoglu, Fenerbahce
29) Stark's Park, Raith Rovers
30) The Hawthorns, West Bromwich Albion


(Bundan 10 yil sonra Aslantepe'nin de bu listede olmasi dilegiyle...)


Glasgow Rangers : 0 - Celtic : 1


Dunyanin en eski ve cekismeli derbilerinden biri olan Glasgow derbisini Celtic kazandi. Her yil bu iki takim arasinda gecen sampiyonluk yarisinda da farki 7 puana cikartti. Avustralya'li Scott McDonald guzel bir voleyle topu aglarla bulusturdu ve mac bu golle sona erdi. Iskoc liginin en heycanli iki macindan biride bu yil dusuk bir heyecanla bitti simdi bakalim ikincisinde ne olucak.

27 Aralık 2008 Cumartesi

Gol Pasi = Asist


Avrupa'da en cok asist yapan futbolcularin listesi aciklanmis. Eger sonuclar boyle olmasa yazmak aklimin ucundan bile gecmezdi herhalde. Adeta yukselen bir basarinin sirri ve gostergesi gibi. Baska tanidik isimler gormekte keyif verici. Buyrun:

1 - Cassio Lincoln (Galatasaray): 14 asist
2 - Steffen Hofmann (Rapid Wien): 13 asist
3 - Özer Hurmacı (Ankaraspor): 11 asist
4 - Andraz Kirm (NK Domzale): 11 asist
5 - Sejad Salihovic (TSG 1899 Hoffenheim): 10 asist

25 Aralık 2008 Perşembe

Lukas Podolski



Luca Toni ve Miroslav Klose 11 deyken kadroda bir turlu yer bulamayan Podolski artik Bayern'den ayrilmaya karar vermis. Ona dur diyecek biri de yok gibi. Eski takimi Koln en cok isteyenlerden biriymis ve buyuk ihtimalde transfer oyle sonuclanacak gibi. Bence Podolski Koln'e biraz fazla kacabilir. EPL'de oynayabilicek bir futbolcu hem hizi hem teknigi hem de 
kuvvetiyle. Yakinda kesinlesir bir seyler.



Radyospor Kupasi


Galatasaray, devre arasinda yine Antalya'da kamp yapacak. Her zaman Efes Cup'a katilan Galatasaray bu yil yeni bir kupaya katiliyor, Radyospor Kupasi. Once belirlenen dortlu Bursaspor, Galatasaray, Rubin Kazan ve Werder Bremen olsa da son anda Rubin Kazan yerine Skibbe'nin eski takimi Leverkusen ile anlasilmis. Guzel maclar olabilir. Programi da soyle yaziyim:

10 Ocak 2009 18:30 (TSİ) Bursaspor – Werder Bremen
11 Ocak 2009 19:30 (TSİ) Galatasaray – Bayer Leverkusen
13 Ocak 2009 17:30 (TSİ) 3.lük Maçı
13 Ocak 2009 21:00 (TSİ) Final Maçı

23 Aralık 2008 Salı

Biri Gider, Biri Gelir


Real Madrid, Mahamadou Diarra'nin sakat olusunun eksikligini gidermek icin bir baska Diarra'yla anlasti. Chelsea ve Arsenal'de oynayip tecrubesizliginden buralarda tutunamayip son olarak EPL'de Portsmouth formasi giyen Lassana Diarra 18 milyon pound karsiliginda Madrid'in yolunun tuttu. Buyuk ihtimal basarili bir transfer olacak. Madrid'deki o kadar yetenekli ve teknik kapasitesi yuksek oyuncularin arkasinda futbol koleligi yapmasi gereken biri vardi. O pozisyona Gago luks kactigi icin Diarra'nin gelisiyle o da rahatlamistir. Ufak tefek olmasina ragmen gayet kuvvetli ve hizli, Diarra. Orta sahada basip, rakiplerini hirpalar ve kendinden beklenini buyuk olcude yapar. Belki de Real'in Essien'i olur.

Beckham Milano'da

David Beckham 9 Mart'a kadar AC Milan formasi giyecek. Avrupa'ya gore ters oynanan MLS tatildeyken Beckham Milano'da takilacak. Bu transferin gerceklesmesinde Beckham'in ve AC Milan'in en buyuk sponsoru olan Adidas'in etkisi buyuk. Aylik 100 bin Euro almak, iyi bir off-season eglencesi olur Beckham'a.

21 Aralık 2008 Pazar

Gakatasaray: 4 - Besiktas: 2



3 hafta sonra tekrar Ali Sami Yen'deydik. Futbol icin gayet guzel bir havada gecti mac. Hafif yagmurla basladi, bir ara saganaga dondu ve hafif yagmurla bitti. Zeminin islakligida tam paslarin siddetini degistirmicek kadar dengeliydi. Her sey futbol icin uygundu. Iki takimda kazanmak icin oynayacakti ve bunun icin mucadele edecekti. Aynen de oyle oldu. Galatasaray 8. dakikada Besiktas defansinin uyumasindan yaralanip Servet'in cengaverligiyle golu buldu. 13. dakikada hem 3-5-2 taktiginin zaafiyetinden hem de Galatasaray defansinin agirligindan kaynaklanan bir golle (Tello'nun derinlemesine pasini unutmuyoruz) Delgado maci 1-1 yapti. Ufak bir burukluktan sonra Arda'nin ceza sahasinda rakiplerini maymun etmesi sonucu Galatasaray bir penalti kazandi. Holosko'nun her ileri uc oyuncusunun zorlandigi defansta, acemice bir tekme savurmasini biraz pahali odediler. Baros guzel bir vurusla topu koseye birakti ve Galatasaray tekrar one gecti. Gol sevincinde bir sey ilgimi cekti, o da Baros'un gercekten bu gole cok sevinmesiydi. Belki de basarisiz gecirdigi son bir kac sezonun ardindan ligde 21 macta 18 gol atmasi, taraftarlar kadar onunda kendine guvenini geri getirdi. Galatasaray ilk yarinin sonuna kadar saldirmaya, bastirmaya, isirmaya devam etti ve ilk yari boyle bitti. Ikinci yari da, ilk yariya benzer basladi. Galatasarayli futbolcular kafalarinda iyice maci bitirmis gibi, daha kac fark olur havasinda oynamaya basladilar. Bunda Delgado'nun 50. dakikada abartili bir kirmizi kart gormesi de etkiliydi. Baros'un attigi 2. golde futbolcularin paslarindan anlasiliyordu. Lincoln'un bu asistinde verdigi bu pastaki rahatligindan da bu hava goruluyordu. Golden 1 dakika sonra Holosko'nun cevabi, Galatasarayli futbolculari kendilerine getirdi. Tekrar mucadele etmeye basladilar ve 66. dakikada Lincoln'un kisisel cabasiyla bir penalti yaratmasi ve Galatasaray'in 4-2 one gecmesi macin sonucunu belirledi. Galatasaray, bugun yine muhtesem oynadi. Kostu, basti, mucadele etti ve maci kazandi. Nonda cok elestirilsede bence macin iyilerindendi. Bir kac pozisyon kacirmis olabilir ama Besiktas defansini darmadagin etti. Yeri geldi toplu kosulariyla dagitti, yer geldi topsuz kosulariyla arkadaslarina alan yaratti. Hele Lincoln'e bacaklarini acip biraktigi bir pozisyon varki gol olsa yilin en guzel golu olabilri. Lincoln yine bu yil alistigimiz Lincoln. Calim, ara pas, kosu herseyi yapti bugun. Baros uc gol atti ve dogru bir transfer oldugunu tekrar gosterdi. Bugun Galatasaray'da herkes kendinden bekleninin fazlasini yapti ve hak ettikleri bir galibiyet aldilar. Bana gore macin adami Arda Turan. 3-5-2 sistemi kanatlarin cok kosup yoruldugu bir sistem. Baris Ozbek'in kondisyonu bunu kaldiracak seviyede, teknigi ve yetenekleri Arda kadar ust duzeyde olmadigi icin orada oynayabilecek seviyede. Genellikle, bu sistemde Arda kadar teknik ve yetenekli olmasi beklenmez. Orada oynayandan beklenen kosmasi, mucadele etmesi, defansa yardim etmesi ve vasat ustu orta yapmasi. Arda burasi icin luks kacar diye dusunenleri yaniltip, inanilmaz bir sekilde oynadi. Vestel Manisa'da oynadigi donemde Fenerbahce'yi yiktigi gibi oynadi bugun, hatta belki de ondan daha iyidi. Uzun lafin kisasi, Galatasaray hakettigi bir galibiyet aldi. Delgado'nun kizarmasi Galatasaray'a yardim etti ve sezonun ilk yarisini galibiyetle kapatti.

20 Aralık 2008 Cumartesi

Galatasaray vs. Bordeaux


Chaban - Delmas'a tekrar gidiyoruz. Adi itibariyle ilgimi ceken bir stad. Galatasaray'in UEFA'daki yeni rakibi Bordeaux oldu. Formda bir Cavenaghi, orta sahada yeni Zidane diye tanitilan Gourcuff, orta sahanin defansif tarafinda adi Gaatasarayla anilmis Alou Diarra ve bu sezon basi Caen'den gelen Yoan Goufrann. Galatasarayimizi Kadikoy'den uzaklastirabilecek sorunlar bunlar. Dendigi gibi kolay bir kura olduguna inanmiyorum ancak kotunun iyisi diyebiliyorum. Onlarin silahlarina karsilik formda bir Lincoln-Baros-Arda uclusu bu takimi dagitmaya yeter diye dusunuyorum.

Sampiyonlar Ligi Kura Cekimi


Inanilmaz bir kura oldu. Bizlere futbolun keyfini cikarttiracak maclar bekliyoruz. Ibra - Ronaldo
kapismasi ne olur en cok merak ettigim soru bu. Mourinho, Alex Ferguson'a dil uzatabilecek kadar kendine guveniyor mu bu da merak ettigim bir baska soru. Arsenal - Roma'da bu yilin formsuz Roma'sina pek sans vermiyorum. Arsenal'in sakatlarinida unutmamak lazim tabi. Totti kendi kendine derse ki, "Ulan kac yildir burdayim herseyi yaptim bi su kupayi alamadim" ufak bir ihtimal Roma bu turu gecer. Arsenal'in takim oyunu ve Fabregas bu turu Kuzey Londra ekibini sansli yapiyor. Real - Liverpool maci ayri bir keyif, gorsel solen olur. Ilk defa hem ligde hem Sampiyonlar Ligi'nde formda bir Liverpool goruyoruz. Chelsea - Juventus macinda favorim Juventus. Biraz once Totti icin soylediklerimi Del Piero bu yil resmen gerceklestiryor. Genel olarak kuralari vermek gerekirse : 

Chelsea-Juventus
Villarreal-Panathinaikos
Sporting-Bayern Münih
Atletico Madrid-Porto
Lyon-Barcelona
Real Madrid-Liverpool
Arsenal-Roma
Inter-Manchester United

19-22 Aralik Keyf-i Futbol


19 Aralık Cuma
20:00 Konyaspor - Fenerbahçe / Lig Tv
21:45 Az Alkmaar - Utrecht / Futbol Smart
20 Aralık Cumartesi
13:00 Karşıyaka - Çaykur Rizespor / D Spor
14:45 Birmingham - Reading / Futbol Smart
17:00 Fulham - Middlesbrough / Spormax
19:00 Trabzonspor - Eskişehirspor / Lig Tv
19:20 Sheffield U - Crystal Palace / Futbol Smart
19:30 West Ham United - Aston Villa / Spormax
21.00 Real Madrid - Valencia / NTV
22:30 San Lorenzo - Boca Juniors / NTV Spor
22:30 Sporting Lisbon - Academica / Spormax
21 Aralık Pazar
13:00 Erciyesspor - Altay / D Spor
14:00 Gençlerbirliği - Sivasspor / Lig Tv
15:30 PSV - Feyenord / Futbol Smart
16:00 Atalanta - Juventus / NTV
17:30 Falkirik - Celtic / Futbol Smart
18:00 Arsenal - Liverpool / Spormax
19:00 Galatasaray - Beşiktaş / Lig Tv
20:00 Villarreal - Barcelona / NTV Spor
21:00 Porto - Maritimo / Spormax
22 Aralık Pazartesi
20:00 Manisaspor - Orduspor / D Spor
22:00 Everton - Chelsea / Spormax

18 Aralık 2008 Perşembe

Hurriyet Efsane 11


Turkiye'nin gelmis gecmis en iyi 11'i gectigimiz gunlerde Hurriyet Gazatesi tarafindan secildi.
                                       
                                         Rustu Recber 
 Recep Cetin - Bülent Korkmaz - Alpay Ozalan - Hakan Unsal
    Rıdvan Dilmen - Oguz Cetin - Sergen Yalcin - Arda Turan
                            Tanju Colak -Hakan Sukur 

Hersey guzel mantikli, ama saglam bir Galatasarayli olarak Arda'nin orda olmasi biraz garip geldi bana. Cok yetenekli oldugunu ve Turk futbolu adina onumuzdeki yillarda cok basarili olucagina dair suphem yok ama sanki biraz erken olmus ozellikle Hasan Sas gibi biri dururken. Sol bekte de Hakan Unsal yerine Turk futbolunun en efendi adami Ergun Pembe daha dogru bir secim olabilirdi. Nihat Kahveci'de Avrupa'da ulkemizi basariyla temsil ettigi icin bu 11'de olabilirdi ama secilenler bunlar ve itiraz edebilecek hic bir sey yok. Dusundugumuzde bu yukardaki futbolcularin hepsi ay-yildizi temsil etti. Bu kadronun basina yakisacak adam ise Fatih Terim.

Tesekkur


Aylardir takip ettigim, yazmayi birakinca uzuldugum hayatimda bir eksiklik hissettigim blogda artik benimde bir yerim oldugu icin Sayin Bulent Timurlenk'e tesekkur ederim.

16 Aralık 2008 Salı

Krampon



Gectigimiz pazar gunu Maraton bittikten sonra biraz da diger futbol programlarina goz gezdireyim dedim. Once Kanalturk'teki Telegol'le basladim. Futbola dair hic birsey bildigine inanmadigim Serhat Ulueren'e hep kucuk gormusumdur ve onun yaptigi programlarin dogruluguna hic bir zaman inanmamisimdir. Program iyice eglence mekani olmus Sinan Engin'le. O programa bir kac kufur sallayip, kanali degistirdim. Futbolig diye bir programla karsilastim Star'da. 2 dakikada bir altta Lincoln'le Hagi'nin buyuk sirrini acikliyoruz diye bir haber cikinca onu beklemeye karar verdim. Saat 2.30'da bu "BUYUK" sirri acikladilar. Bu buyuk sir ikisininde ayni, markasiz, siyah ayakkabiyi giydigiymis. Bu programada sinirlenip tam degistirecekken, Turkiye'de futbol yorumlayanlarin, futbol konusanlarin aslinda futbola dair hic birsey bilmediklerini bir daha anladim. Sunucu, Ertem Sener'in dedigine gore bu iki futbolcuda ayni markasiz ayakkabilari giyiyorlarmis ve nam-i deger senin biyigini... Osman, bu markasiz siyah kramponlarin 10 numaralarin ozelligi oldugunu, bu 10 numaralarin biraz cikinti ve ozel oldugunu belirtti. Onlara gore futboldan biraz daha cok anlayan Ugur Meleke ise sessiz sessiz dinliyordu onlari.  Cogumuzun merak ettigi Alex'in yillardir ve Lincoln'un bu yil giymeye basladigi simsiyah ayakkabilarin markasi Mizuno. Bir japon markasi olan Mizuno, Brezilya'da cok populer ve kramponlari inanilmaz derecede rahat. Ici, yanaklari, dili kramponun her yeri yumusak oldugundan teknik futbolcular bu kramponlari tercih ediyor. Yanliz bu kramponlar simsiyah satilmiyor. Bu futbolcular onlari boyatip simsiyah giymeyi tercih ediyor. Lincoln Schalke'de oynadigi donemlerde sponsor'u Adidas'ti. Turkiye'ye geldikten sonra Adidas sponsorlugu sona erdirme karari almis ve Lincoln'de bu ayakkabilari giymeye baslamis. Lincoln'le Hagi'nin  benzerligine gelince. Hagi, Mizuno falan giymezdi. Onun simsiyah kramponlari cizgileri sokulmus klasik, bildigimi Adidas kramponlar. Bazi maclarda o cizgileri, H yaptigida gorulmustur. Hagi, cafcafli Nikelarida giyerdi, o ve bacanagi Popescu'yla ozdeslesmis yesil Lotto'larida. Yani sayin biyigin dedigi gibi oyle 10 numara nazlari cok yoktu. Onemli futbol adamlarimiz bunu okumuyor olsa da ben onlari duzeltmek istedim. Gun gelecek bizim ulkemizdede futboldan anlayanlar futbol konusacak.




14 Aralık 2008 Pazar

El Clasico Sonrasi


Beklenen oldu, Barca maci kazandi. Gelen gole kadar tam bir derbi havasinda gecti. Mac iki tarafada donebilirdi. Drenthe'nin kacirdigi pozisyon sonrasi macin galibinin Katalan tarafi olcagini gosterir gibiydi. Eto'o nun penaltiyi kacirmasiyla Madrid ekibi tekrar heyecanlansa da, Puyol'un yardimiyla once Eto'o, sonra da Messi golleri atti ve Barcelona derbiyi 2-0 kazandi

13 Aralık 2008 Cumartesi

El Clasico



Yaklasik 20 saat sonra dunyanin en buyuk derbisi var. Form durumlarina bakarsak bu mac Madrid ekibi icin baya zor gecicek. Bu gercegi belirtmek Schuster'in gorevinde olmasina yol acti. Benim gonlum Katalanlardan yana. Heyecanla bekliyoruz maci.             




Sakaraya Delikanlisi

Londradayken gazetede bir haber gozume carpti. Ana sayfada Tuncay yazisini gorunce hemen aldim gazeteye. Bir baktim Tuncay Chelsea'ye yaziyodu. Turkiye'de alismisiz tabi Fotomac, Fanatik, Fotogol direk yalandir dedim. Sonra okudum ettim mantikli geldi. EPL'nin en hareketli adamlarinda biri. Ingiltere'de cok olmayan, TURKO ozelliklerinede sahip. Big 4'da is yapabilicek kadar yetenegi olmayabilir belki ama hirsi ve azmi var. Umarim Chelsea Tuncay'i alir ve oynatir. Uzun yillardan sonra bir Turk'un dunyanin en buyuk takimlarindan birinde oynuyo olmasi bizlere gurur verir. Bu transfer olursa da Fenerbahce gibi "buyuk" bir camiadan Middlesbrough gibi "kucuk" bir takima mi gidilir diyenlere kapak olur. Bahsi gecen trasnfer bedeli 8 milyon pound gibi bir sey. Sakarya Delikanlisi'na deger.

Genclerbirligi- Galatasaray






Galatasaray bugunde rakiplerinin zorlandigi bir deplasmani kolay gecti. Suni cime bir bahane bulmadan iki macida bu zeminde muhteseme oyunla gectikten sonra artik insanlar zemine bir sey diyemez heralde. Lincoln yine maci kendi aldi goturdu. Nazar degmesin Lincoln'e yilin basindan beri olaganustu oynuyor. Lincoln'u Lincoln yapan futbolunu artik Galatasaray formasi icin oynuyor. Bu da  biz taraftarlari mutlu ediyor. Arda, Kewell-Baros-Lincoln uclusunun yaninda biraz sonuk kalmisti. Bugunki golle beraber, o da Besiktas macindan once kendine gelmistir. Baros ise taraftarlari tatmin edicek bir oyun sergiliyor. Pembeler ona ugurlu geldi, aliyor, veriyor, kaciyor, kosuyor ve atiyor. Taraftarlarin bir forvetten bekledigi seyleri genellikle yapiyor. Mehmet Topal sayesinde artik Galatasaray takim halinde defans yapmaya basladi diyebiliriz. En azindan Topal defansina yardim ediyor ve rahatlatiyor. Baris kosuyor, hirpaliyor, isiriyor ve rakibi rahatsiz ediyor. Bu da zaten ondan beklenen. De Sanctis gercekten cok iyi oynuyor ve kalesinde hem taraftarlara hem defansina guven veriyor. Macin sonralarinda Ergun'e vurdugu saplakta yavas yavas bizden biri olma yolunda ilerledigini gosteriyor. Galatasaray zor iki Ankara deplasmanin 6 gol atip, 1 gol yiyerek gecti. Onumuzdeki hafta Ali Sami Yen'de derbi var. Ben Galatasaray'dan umutluyum. Lincoln-Baros-Arda uclusu bu maci surukler. Onlara formda bir Aydin'da eslik edebilir. Topal defansa yardim eder ve zor derbi kolay gecer


(Lincoln'un sakal durumu fena stresten sakal kalmamis adamda leke gibi bosluklar olusmus sarimsak ise yaramamis anlasilan)

11 Aralık 2008 Perşembe

12-14 Aralik Keyif-i Futbol


12 Aralık Cuma
20:00 Gençlerbirliği - Galatasaray / Lig Tv
21:30 Borussia Dortmund - B. Monchengladbach / 24
13 Aralık Cumartesi
13:00 Diyarbakırspor - Manisaspor / D Spor
14:45 Middlesbrough - Arsenal / Spormax
15:00 Bursaspor - Trabzonspor / Lig Tv
16:30 Stuttgart - Bayern Munich / 24
19:00 Beşiktaş - MKE Ankaragücü / Lig Tv
19:30 Tottenham - Manchester United / Spormax
20:00 Le Mans - Bordeaux / Kanal A
21:00 Valencia - Espanyol / Ntv Spor
22:00 Rennes - Nantes / Kanal A
23:00 Barcelona - Real Madrid / Ntv
14 Aralık Pazar
13:00 Kasımpaşa - Gaziantep Bşb. / D Spor
16:00 Inter - Chievo / Ntv Spor
18:00 Hoffenheim - Schalke 04 / 24
18.00 Nice - Lille / Kanal A
18:00 Chelsea - West Ham United / Spormax
19:00 Fenerbahçe - Antalyaspor / Lig Tv
21:30 Juventus - Milan / Ntv Spor
22:00 O. Lyon - Marseille / Kanal A

7 - 10 Aralik London



3 gunlugune Londra'daydim. Insan futbolun ana vataninda olunca ve futbola merakli olunca dogal olarak futbolla ilgili seyler geliyor basina. Ilk once Anelka'yla ayni restaurantta yemek yedik. Sonra Cluj'lu futbolcularla ayni otelde kaldigimizi anladim. Bir kaciyla muhabbet ettim ve oynicaklari Chelsea macina, bizim Fenerbahceli futbolculardan daha cok inanmislardi. Bilet bulamasamda Ingiliz tarzi yasayip, bir pubda bir birayla maci takip ettim. Arkamdaki Chelsea taraftarlari bana Chelsea tribunlerini yasattilar. Sali sabahi ise bir arkadasimla Oxford'da yururken Adidas'a girdik. Fenerbahce ve Galatasaray formalarini altli ustlu gormek beni cok sevindirdi. Artik Turk takimlarininda onemli oldugunu gormek, onlarinda pazarlama adina ve yurtdisininda taninmak adina boyle seyler yapmalari gelecege dair beni umutlandirdi. Kasiyerlere sordum satislari nasil bu formalarin diye. Ayda 1-2 dediler. Ona da razi tabi, maksat Turkler taninsin. Son olarak ise, su meshur pembe kramponlari almak icin Nike'taydim. Odemek icin kasaya gittim. Bir baktim kasada calisan siyahi kardesimin ustunde Euro 2008'deki kirmizi formamizdan vardi ve 10 yaziyordu onunde. Gokdeniz'i nerden taniyorsun diye sordum. Bana Gokdeniz degil ki dedi ve arkasini dondu. Sergen Yalcin 10 yaziyordu arkada. Biraz daha konustum ve formayi nerden aldigini, Sergen'i taniyip tanimadigini sordum. Bir gecen striptizcide tanistiklarini soyledi ve daha fazla bir sey soylemedi ama soyledigi en onemli seyi sizlere soylemek isterim. " He is still a good player off the pitch". Seni seviyoruz Sergen Yalcin. Seni seviyoruz Londra.

7 Aralık 2008 Pazar

Post Match: Ankaragucu - Galatasaray


Mac hakkinda denebilecek tek sey, bundan yillar once Mazhar Alanson tarafindan soylenmis. "5 dakikada degisir hersey." Ilk yarida futbolla alakasi olmayan bir oyun, ikinci yarida ise 60 dakikada itibaren 5 dakikalik bir futbol showu. Lincoln bu maca da damgasinin vurdu. Bloga baslamadan once Lincoln'u cok elestirenlerden biriydim. Mucadele etmedigi icin, kosmadigi icin pek gozume girememisti oynadigi maclarda. Bloga baslamamla birlikte, Lincoln'de olaganustu bir hirs ve azim gorunmeye basladi. Bunu kendime baglamam sacma olur ama bu oyun en cok benim isime yaradi heralde:) Baros-Lincoln-Kewell uclusu bu macida alip goturdu. Galatasaray yetenekli oyunculariyla maclari kazanabiliyor. Yildizlari macin kaderini degistirebiliyor ve aldiklari parayi hakediyolar. Haftalar sonra deplasmanda gelen bir galibiyet ve mutlu taraftarlar. Bu mac icin Lincoln mu desek, Baros'un pembe uguru mu desek, guclenen orta saha mi desek ne desek bilemiyorum. Tebrikler Aslanlar !

4 Aralık 2008 Perşembe

"L10"


Hertha macindan sonra hemen basladi klasik Alex-Lincoln karsilastirmalari. Yok o daha cok kosuyor, yok bu daha iyi ara pas atiyor, yok bunun istatistikleri daha iyi gibi. Lincoln'un bu yilin basindan beri sergiledigi olaganustu performansa diyebilicegimiz bir sey olmamasina ragmen Lincoln'un, Alex'le yada Hagi'yle karsilastirilabilmesi icin en az 2-3 yil daha Galatasaray adina oynamasi ve her mac en az Hertha macindaki kadar etkili oynamasi gerekiyor bence. Lincoln'un yeteneklerine, futbol bilgisine dil uzatmak haddim olamaz ama Galatasaray'a yaptigi katkilar Hagi'nin Galatasaray'a ya da Alex'in Fenerbahce'nin yaptiklari yaninda sonuk kaliyor. Lincoln'u her mac buyuk bir keyifle izliyorum. Acaba bu mac ne yapicak, nasil bir pas aticak, nasil bir calim atacak diye meraklaniyorum. Dun ki macta galibiyetteki etkisi tartisilamaz bile. Keske her mac dunki gibi oynasa ve Galatasaray'i tek basina basarilara tasiyabilse. Umarim Lincoln'de, takimina Alex kadar, Hagi kadar katki saglar,  Turk futbolseverler de onu daha uzun sure izler. Turkiye'de goze guzel gelen futbola, showa karsi bu kadar yorumcu varken, Lincoln de onlari daha cok kez rezil eder.

Huntelaar Madrid'de



Gecen gunlerde belirttigim yakinlasma sonuclandi. Klaas Jan Huntelaar, 20 milyon euro karsiliginda Real Madrid'de. 9 numara Saviola'da kalirken, Huntelaar'in 19 numara giyecegi aciklandi. Kewell'dan sonra bir baska 19, bir baska hayran olunucak futbolcu. Kendisine Madrid'de basarilar diliyoruz.

3 Aralık 2008 Çarşamba

Post Match: Hertha Berlin - Galatasaray






Bekledigim gibi bir mac oldu. Galatasaray yine bu sezon alisilani yapti. Yine bir Avrupa kupasi maci, yine Lincoln'un iyi performansi ve sonuc yine galibiyet. Lincoln, hem Alman basinina hemde bizim kabzimallara nispet yaparcasina oynadi. Schalke'den yollanmasina neden olan Alman basinini bugunki mactan sonra kendisi hakkinda dusunucekleri tek sey ve utanc olacaktir. Bizim basinin, yok ayagini elini verirdim, yok terbiyesizlik, yok 9 kisi gibi sacmaliklarina karsin 11e11 olan maclardada showunu yapacagini ve Galatasaray'in efsanelerinden biri olucagini gosterdi. Ayrica kaptanlik bence Lincoln'e yakisti. Bugun o pazubandinin verdigi guc ve liderlik ruhu bu macin sonucunu direk etkiledi. Eger Arda-Kewell-Baros 3lusu, Lincoln'e biraz daha ayak uydurabilseydi, bugun belki fark olabilirdi. Lincoln her gecen dun takimi adina daha yararli oynamaya basliyor ve hem takim arkadaslarinin hemde taraftarini kendisine hayran birakiyor. Umariz sezon sonuna kadar ona gelen vahsi tekmelerden etkilenmeden basarisini surdurebilir. Sonuc olarak, Lincoln, Galatasaray'a geldigi gunden beri en yararli macini oynadi. Orta sahadaki Mehmet Topal-Baris ikilisi yapmalari gerekeni yaptilar. Ikiside kosan ve isiran futbolcular olduklari icin rakip ortadan gelemedi. Sabri bugun elinden geleni yapti ama olmayinca olmuyor. Bu adamda kimsenin cozemedigi bir seyler var. Hacettepe macinda ayagindan cikan inanilmaz sutlari unutturdu bugunki tribunleri bulan sutlardan sonra. Kendisini gelistirmek icin ugrastigina cabaladigina inaniyorum ama biraz daha fazla ugrasmasi gerekiyor galiba. Bu mac Morgan De Sanctis'e karsi olanlar kapak etkisi yapmistir buyuk ihtimalle. Takimi adina herseyi yapti bugun. Sakatlanma pahasina atladigi toplar, risk yaraticak pozisyonlara izin vermeye kurtarislar ve o kadar olaganustu seyin yaninda insanligini gosteren hatalar. Bugun ki galibiyette onunda etkisi buyuktu.Macla ilgili butun pozitif seyler macin 75. dakikasina kadar. 75. dakikadan sonra Galatasaray kendisine hic yakismayan hatalar yapti ve kisiliksiz bir futbol oynamaya basladi. Dizilis dogru olmayinca ileri atilan butun toplar kaleye atak olarak geri geldi. Galatasaray'in hatalarina hakeminde hatalari eklenince, maci kendi lehlerine cevirmek imkansizlasti. Yapilan hatalar adeta mahalle takimi hatalariydi. Galatasaray 9 puanla UEFA Kupasi grup asamasini tamamladi ve 2000 ruhunun gaziyla bundan sonraki maclar hayal edilmeye baslandi.

(Ah o golu Baros degilde Arda atsaydi da, Tugay'a butun takimin selamini iletseydi..)





Insan ol Zlatan !




“First I went left, he did too. Then I went right, and he did too. Then I went left again, and he went to buy a hot dog.”

Reporter - “You’ve got some scars in your face, Zlatan. What has happened?”
Zlatan - “Well…I don’t know…you’ll have to ask your wife about that”

Zlatan (Answer to criticism from John Carew that Zlatan’s moves are pointless.) - “What Carew does with a football, I can do with an orange.”

Zlatan - “Absolutely not. I have ordered a plane. It is much faster.” (Zlatan about the rumour that he bought a super-Porsche)

Reporter - “What would you name your son?”
Zlatan - “Zlatan Jr.”


Gunumuz futbolunun, en megoloman, en kendini begenmis, en simarik futbolcusu ,ama ayni zamanda en yetenekli forvetlerden de biri.