29 Ağustos 2009 Cumartesi

Maganda


Los Angeles yollarinda, ulkeye kacak giren Meksikalilardan betersin Gennaro..

Duygusal Insan



Futbol sahalarinda gordugum ve beni gercekten derinden etkileyen 3 olay var bugune kadar. Birinci olay Marc Vivien Foe'nin canli yayinda kalp krizi gecirip olmesi. Ikincisi Manisasporlu Michel Meduna'nin macin icinde fenalasmasi ve sonrasinda futboldan kopmasi. Ucuncu olay ise Koln'de tecrubesini gosteren Umit Ozat'in macta kalp krizi gecirmesidir. Bu uc olayin bir baska ortak ozelligi daha var. Yesil zeminde bu 3 olay da olurken, kalelerden birinde hep Faryd Mondragon vardi. O iri cussesine ragmen her olaya can havliyle kosup, dostlarini kurtarmak icin bildigi her seyi uygulamistir. Bu 3 olayda da duygusal insan Mondragon goz yaslarini tutamamis ve arkadaslarinin sagliklarini kavusmasi icin dua etmistir. Seni seviyoruz ve ozluyoruz Mondi.



Manchester United Cafe & Bar


Futbolun, sadece futbol olmadigina bir kanit daha. Manchester United Football Club, Manchester United Food & Beverage diye Singapur'da bir sirket kurarak kasasini dolduruyor. Asya kitasindaki Manchester United ilgisini sadece forma satarak degil, insanlarin midesini doyurarak da cekiyor. MUFB gunumuzde aktif olarak Endonezya, Japonya, Tayland ve Guney Kore'de United'li taraftarlara hizmet veriyor. Yakin bir zamanda Hindistan'da da bir sube acmayi planliyorlarmis. Formalar, kiyafetler, telefon hatlari bir yere kadar, buyuk takimlar, buyuk dusunmek zorundalar gordugumuz gibi.

UEFA Avrupa Ligi Gruplari

Post Match : Barcelona - Shaktar Donetsk



“Soccer is a game for 22 people that run around, play the ball, and one referee who makes a slew of mistakes, and in the end Germany always wins” demis Gary Lineker yillar once. Artik bunu degistirmenin zamani bence. Son 2 yildir hep kazanan Barcelona oluyor. Dun 5. kupalarini kazandilar ve hem dunyanin hem de Avrupa'nin en buyugu olduklarini bir daha kanitladilar. Ne zaman durucaklar, ne zaman zorlanmaya baslayacaklar merak icindeyim. Tebrikler Barca. Bozuk zemin bu finale yakismadi ama. 

Bu arada Super Kupa buyumus.

28 Ağustos 2009 Cuma

Arjen Robben Bayern'de


Dun Bayern'deki kotu gidisten bahsetmistik. Ribery'nin durumu, Almanya'nin en guclu takimini zor durumlara sokmustu. Robben gibi bir yildizi alarak hem Ribery'i biraz sarsmis olacaklar, hem de Ribery'nin takimdan ayrilmasi durumunda yerinde hazir olan bir isim olacak. Bu transferle Hamit'e yine kulube yolu gorundu. Robben, Chelsea, Real Madrid derken bir baska buyuk takimda. Sansli adam valla, o kadar bencil oynamasina ragmen dunyanin en iyi takimlarinda forma sansi buluyor. Zamaninda takim arkadasi Sneijder onun hakkında "Takım icinde karar aldık ve Arjen'e bildirdik. Biz sahaya cıktıgımızda o kendi topunu getirecek, onla oynayacak" demişti. 25 milyon Euro odemis Bayern, Real'e. 36'ya alip 25'e satmak iyi mi kotu mu bilemedim ben. Sanki bir sekilde yer bulabilirdi kendien Arjen. Sakatlik var, cezalar var bu uzun maratonda. Bayern'e hayirli olsun, umarim yukarilara tirmanmaya baslarlar. Bence Real'in cani bu yil cok sikilacak, bunu da eklemeliyim.

Post Match : Levadia Talinn - Galatasaray


Ilk mactaki 5-0'lik galibiyetin ardindan, bu macin pasif gececegini herkes tahmin ediyordu. Rijkaard - Neeskens ikilisi de bu maci son maclarda pek forma sansi bulamayan oyuncularla baslamayi tercih etti. Mehmet Topal, Baris, Serdar Eyilik, Emre Gungor, Emre Asik ve Alparslan gibi oyunclarla basladi maca Galatasaray. Ilerleyen dakiklarada ise Nonda ve Serkan Kurtulus gibi isimler de oyuna girdi. Cok da bir beklentinin olmadigi mac 1-1 bitti ve Galatasaray UEFA Avrupa Ligi'nde gruplara kaldi. 50. dakikada Puri'nin goluyle geriye dusulmesine ragmen, 63. dakikada Nonda'nin golu durumu esitledi. Bana gore Alparslan ve Serdar Eyilik disinda butun yedeklere herhangi bir macta gorev verilebilir. Galatasaray'in bu yilki en buyuk avantajida bu olacaktir. 

Serdar'in yasi nedeniyle daha tam hazir olmamasi normal ancak iki yildir bu takimda olan ve kendisini gelistirmesi icin yeterince sans verilen Alparslan'in hala yerinde sayiyor olmasi uzucu. Macin 60. dakikasinda onun yerine sol beke gecen Sabri bile kendisinden daha iyiydi. Hatta Sabri'nin sol bekte sag bekten daha iyi oynadigini da soyleyebiliriz. Rijkaard - Neeskens'in etkisi midir, Sabri'nin kendini gelistirmesi midir bilemem ama sol bekte kafasini kaldirip bilincli bir sekilde oynamasi beni cok sasirtti. Bu kisir macin ardindan en cok akilda kalacak sey bu benim icin. Bu arada Volkan Yaman, Eskisehirspor ile anlasmis. Kendisine Eskisehir'de basarilar dilerim, Konuya donelim, 1. UEFA Avrupa Ligi'ne merhaba...

2009 - 2010 Sampiyonlar Ligi Gruplari

Herkese hayirli olsun...

27 Ağustos 2009 Perşembe

Stoke - Middlesbrough Transfer Hatti


Gecen sezonun "tac" takimi Stoke City, bugun Middlesbrough'nun iki onemli ismini alarak kadrosunu guclendirdi. Buyuk bir ihtimalle bu sezon daha ust siralarda olacaklar. Dun Birmingham City'nin Tuncay'a teklif yaptigini soylemistim. Bir sonuca vararmislar ki, Tuncay Stoke City'li oldu. Diger yeni transfer ise, Middlesbrough'nun Alman defans oyuncusu Robert Huth. Huth'de Premier League'in tecrubeli isimlerinden. Chelsea'yle baslayan Ingiltere macerasi 7. yilinda Stoke City'de devam edecek. Sky Sports'a gore bu iki isim icin toplam 11 milyon Euroluk bir para akisi olmus. 5 milyon Huth icin, 6 milyon ise Tuncay icin gibi konusmalar geciyor forumlarda. Artik Rory Delap'in taclari biraz daha etkili olacak gibi. Tuncay gibi hareketli bir oyuncu ve Huth gibi uzun boylu bir oyuncu zaten etkili olan taclari daha da tehlikeli yapacaktir. Herseye ragmen ben hala Tuncay'in daha iyi bir takima transfer olabilecek kapasitede oldugunu dusunuyorum. Aston Villa ya da Tottenham'da Tuncay'i izlemek daha keyifli olurdu.

Yeni Prens


Mourinho yeni prensini galiba buldu. Eger Wesley Sneijder, Jose'nin sozlerini dinlerse, istediklerini yaparsa bu iki yetenek Inter'de is yapar. Inter 16 milyon Euro odemis ve Sneijder'i 5 yilligina Milanolu yapmis. 3,5 milyon Euro'ya oynayacakmis Wesley. Orta sahada yaratici isim sayisi artti simdi. Stankovic'in tek isim gibiydi ve sakatlanmasi halinde zor gunler gecirebilirlerdi. Artik Ibrahimovic gibi tek basina maci cevirecek bir oyunculari da olmadigi icin, bu transfer yerinde bir hamle gibi duruyor. Iki tarafa da hayirli olsun. Umarim Sneijder klasini gosterebilir Italya'da. Euro 2008'deki Sneijder'i kendisi kadar futbolseverler de ozluyor.

La Liga vs. Premier League


“Here, football is not as stressful as it was at Inter. The pace and environment is more relaxed and I can concentrate on my game. La Liga has bought two of the best players in the Italian and the Premier League. That’s very special.” 
Zlatan Ibrahimovic

Taraftarlara o kadar oynamasaydin, belki de stres katsayin daha az olur Zlatan Bey.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Kimin Eli Kimin Cebinde



Premier League'de ilgimi ceken iki haber vardi bugun. Biri cok sevdigim bir Hirvat'in Manchester United ile flortu, bir digeri ise Tuncay'in Birmingham City ile yakinlasmasi. Transfer doneminde son gunler oldugu icin ortalik iyice karisti. Tuncay haberiyle baslamak istiyorum. Middlesbrough, Birmingham'in 5.7 milyon Euroluk teklifini geri cevirmemis, ve kulubun Tuncay Sanli'yla gorusmesine izin vermisler. Ayni zamanda Koln'un de Tuncay'la yakindan ilgilendigi ancak yuksek bonservis ve yillik bedelleri yuzunden sorun yasadiklari belirtilmis. Tuncay cok begenerek izledigim bir futbolcu oldugu icin onu Birmingham City ya da Koln gibi 2. seviye takimlarda gormek istemiyorum. Fenerbahce'ye gelmesindense bu takimlarda oynamasini tercih ederim ancak onun hak ettigi yer benim gozumde Tottenham, Aston Villa gibi Premier League'de daha ustlere oynayan takimlar. Umarim layik oldugu takimlardan birinde gorebilecegiz Tuncay'i. 

Diger haberdeki cok sevdigim Hirvat futbolcu icin, nam-i deger "Sari Ciyan" veya "Yeni Cruyff", Luka Modric. Manchester United 10 milyon Pound ve 2004'te Tottenham'dan 18 milyon Pound'a aldiklari Michael Carrick'i teklif etmisler. Carrick bir turlu kendisinden patlamayi yapamadi Manchester'da oynadigi sure boyunca. Iyi oynadigi maclar olsa da, kendisine verilen 16 numarli forma en az Roy Keane kadar etkili bir isim olmasi icin verilmisti. Bana gore Fletcher o forma icin daha onde duruyor. Alex Ferguson'un oyuncular uzerindeki heykeltrasligi dusunuldugunde, belki de Modric'ten o 16 numarali formanin hakkini veren bir futbolcu yaratabilir. Modric'in oyunu iki yonlu oynayan bir futbolc oldugu dusunulurse hem defansif hem ofansif anlamda katkisi olacaktir. Premier League'in zorluguna ve sertligine gecen yil alisti. Bu sezon bir ust kademeye gecebilir. Boyle bir transfer gerceklesirse 3 haftadir istikrarli bir sekilde ilerleyen Tottenham sarsilabilir. Bakalim neler bekliyor bizi transfer sezonu kapanana kadar.

Fazla Biranin Zararlari


Alman futbolunun en onemli takimi olan Bayern Munih'te isler bir turlu duzelemiyor. Gecen yil Klinsmann'la gecen basarisiz bir sezonun ardindan, yeni bir ruh icin Louis Van Gaal'le anlasilmisti. Iyi bir hazirlik donemi gecirilmesine ragmen isler hala istenildigi gibi gitmiyor. Ribery'in durumu, eldeki ileri uc bollugu sebebiyle olusan kuslukler , Ze Roberto'nun yine takimdan ayrilmasi sorunlarin genel nedenleri. Bayern 2009 - 2010 sezonunda oynadigi 3 macta sadece 2 puan alabildi. Bu hafta sonu gecen yilin sampiyonu Wolfsburg ile kendi evlerinde oynayacaklar. Bakalim dusus devam mi edecek yoksa Sampiyonlar Ligi'nden once takim kendini toparlayabilecek mi ?

Cin Mali Ronaldinho

Alanzinho gunden gune Trabzon'a alisiyor, yavas yavas bizden biri oluyor...

Ricardo Vaz Te


Yillardir patlama yapmasi beklenen bir baska yetenkli futbolcu da Portekizli Ricardo Vaz Te'dir. Yetenegi sayesinde Ingiltere'de Bolton Futbol Akademisi'nde egitim hakki kazandiktan sonra bir turlu kendini kanitlamayi basaramamisti. 6 yildir Londra'da olmasina ragmen Bolton icin 60 mactan az oynamis, bir de 6 maclik, basarisiz bir Hull City tecrubesi var. Geride biraktigimiz gun icin Vaz Te'nin Gaziantepspor'a yakin oldugu konusuluyor. Jose Couceiro'nun Portekizli olmasi, ve takimda Brezilya - Portekiz havasi yaratmak istedigini zaten biliyoruz. Isim mantikli ama gelir mi gelmez mi ben hala bilemiyorum. Resmi aciklamayi gorene kadar bekliyorum.

Beklenen Cokus


2004 - 2005 sezonunda Turkcell Super Lig'e cikmayi basaran Sivasspor, yillardir bu ligde bulunan Anadolu takimlarinin tarihleri boyunca ulasamadiklari yerlere 4 sezonda ulasti. Baslarda herkesin yurekten takdir ettigi Sivasspor, rutbelilerinin yaptigi antipatik hareketler sonrasinda yavas yavas iticilesmeye baslamisti. Basta teknik direktor Bulent Uygun'un haddini asan aciklamalari sonrasinda, arkalarinda kendilerinden ve takimindan rahatsiz olan bir cok futbolsever birakti. Bir yerden sonra insanlar Sivasspor'un cokusunu izlemeyi bir zevk olarak dusunuyorlardi ve bu cokus 2008 - 2009 sezonunda basladi. Belki bazi seyler icin cok erken, belki Sivasspor bu yaziyi yazdigim icin beni cok utandiracak gelecek haftalarda ancak ben takimin icinde eski ahengi goremiyorum. O yuzden buyuk bir ihtimalle utanmayacagim. Oynadiklari oyundan zevk alan bir Sivasspor artik sahada yok. Bulent Uygun'un kendine cok guvenmesi, isteyen gider ben herkesin yerine adam bulurum mantalitesi sonunda geri tepti ve takimina zarar vermeye basladi. Tum, Balili, Bilica, Sylla ve Diallo gibi onemli isimleri gonderip, yerlerine yeterli isimleri bulamamasi ve daha da kotusu anlastiklari isimleri getirememeleri, getirdiklerini ellerinden kacirmalari Sivasspor'u belki de hak ettigi yerlere surukledi. Mehmet Yildiz'in sakat olmasi butun bunlarda etkilidir ancak butun takimi bir futbolcuya baglamak da bir baska acizliktir. Bu sezon Sivasspor, ilk sezonu olan ve 8. sirada bitirdikleri 2004 -2005 sezonundan bile daha kotu bir yerde bitirebilir. Anderlecht, Shaktar ve Fenerbahce maclari bende bu izlenimi uyandirdi. Bakalim Sivasspor'u neler bekliyor..

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Niyet


" Ramadan is intended be a period of internal purification and meditation; a period of regeneration. It is far from harmful. Personally, having faith helps my football and football helps me to be healthy and strengthens me. I can keep fasting in Ramadan even when I am playing. "
 Fredric Kanoute

Sadece Kanoute degil, Ramazan'da oruc tutan bir cok futbolcu var. En taninan isimler ise, Benzema, Lass Diarra, Mahamadou Diarra, Seydou Keita, Eric Abidal, Yaya Toure, Franck Ribery gibi buyuk yildizlar var. Takimlari sagliklarini dusunup bu durumdan biraz rahatsiz olsalar da, futbolcular Kanoute'nin de dedigi gibi bu meditasyon doneminden gayet memnunlar. Ulkemizde ise genellikle oruc tutmak isteyen futbolculara karisilmiyor ancak mac gunlerinde oruc tutmamalari tavsiye ediliyor. Ramazan 3-4 yil sonra liglere denk gelmeyecek. O zaman rahatsiz olanlar, huzura kavusur.

Eski Gunler


Baros'un Lyon gunlerinden bir fotograf. Takimca, donem gezisi yapar gibi raftinge gitmisler. Benzema'yi cikarttim aradan ama digerlerinden pek emin olamiyorum...

Toprak Can Hakan Linderoth



Bana gore bu adamin sahalara tam anlamiyla donmesi icin yapmasi gereken sey, bir an once Islam'i secip, Galatasaray'a geldiginden beri uzerinde olan cenabetlikten abdest alarak kurtulmasi. Hayati boyunca sakatlanmamis adamin, 3 sezonda 15 mac cikaramamasinin bence baska aciklamasi yok. Maccabi Netanya macinda tam dondu, bu sezon onun sezonu olacak derken yine gitti adam.

Post Match : Galatasaray - Kayserispor



Kamp Donemi'nden sonra yazacagim ilk yazi oldugu icin biraz daha heyecanli bir sekilde basladi gece benim icin. Isinmalari izlemek bile ayri bir motive etti beni. Uzun suredir yazmadigim icin, bu yaziyi sadece bir Post Match yazisi olarak yazmak biraz zorlayacak ama belirtmek isterim ki cok genis capli bir Galatasaray 2009 - 2010 yazisi yazacagim. Bu yaziyi uzun suredir kafamda tasarliyorum ve inaniyorum ki o dusunceleri kelimelere dokmek benim icin butun yazilardan daha da keyifli olacak. 

Maca donersek, sanirim bu yil maclar hakkinda cok bir sey yazamayacagiz. Galatasaray'in bu sezon basindan beri cikarttigi en iyi maclardan biri olmayabilir Kayserispor maci, ancak gecen yil ki futbolla kiyaslandiginda bu bile asiri derecede tatmin edici. Ne oynadigini, nasil oynayacagini, nasil oynatmayacagini bilen futbolculari izlemek gercekten keyif veriyor. Kisa zamanda butun futbolcularin kendilerini bu denli gelistirmis olmalari gercekten inanilmasi zor bir durum.

Teker teker deginmek gerekirse, defansin gobeginde Servet - Gokhan ikilisi bugun iyi bir is cikardi. Karsilarinda Makakula gibi bir yorucu bir adam olmasina ragmen iki tane guclu stoper islerini iyi yapti. Gokhan Zan'a tam guvenmeme ragmen, sanki zamanla bir seyler cikarabilecek gibi duruyor. Hakan Balta macin basinda sakatlik gecirdigi icin pek gorunmedi bugun sahada, ama cikana kadar siritmadi. Sabri onundeki adamin arkasini kapatmakla mesgul oldugu icin pek sac bas yoldurmuyor taraftarlara. Hatta bugun bir kac tane duzgun orta bile yapti. 

Ortada Mustafa Sarp gercekten yillardir bu takimda oynuyormus gibi oynuyor. Basiyor, bozuyor, isiriyor, Ayhan'in yoklugunda rakibi bilincli yoran bir adam daha var artik. Bugun az kalsin, gecen yil Bursa'daki macta Galatasaray'a attigi golun bir benzerini atiyordu ikinci yarinin sonlarina dogru. Aydin bugun baya bir silikti macta. Akilda kalacak bir hareketi, pasi, kosusu yoktu bana gore. Kendimi Arda icin tutuyorum, sadece cok iyi bir mac cikartti diyecegim bu yazida. Daha kapsamlisi yakinda gelecek. Can kurban sana dedikten sonra Keita'ya geciyorum. Oyunda kaldigi 45 dakikada cok pozitif isler yapti. Yaptigi hareketlerle hem rakibini zihinsel olarak yordu, hem de taraftarlari mest etti. 

Baros gercekten sanssizdi bugun. 2 gol atmasina ragmen cok rahat 4 - 5 golle maci bitirebilirdi. Tabi bunu soylerken verilmeyen penaltilari onun kullanacagini varsayiyorum. Blogu takip edenler benim Elano'ya olan sevgimi bilirler. Attigi gol herkese kalitesini gosterdi, Arda'yla uyumu herkesi kiskandirdi. Gole kadar pek oyunun icinde olamadi ama golden sonra kalitesini gosterdi. 

Biraz da Kayseri hakkinda konusmak istiyorum. Gectigimiz yillara gore biraz daha gucsuz gibi gorunduler bana. Her seye ragmen Ariza Makakula bu yil is yapar. Ramazan'da pastirma iyi gitti...

Kamp Donemi Sonu



14 Haziran Pazar gunu baslatmistim 1. Futbol Insanlari Kamp Donemi'ni. Yaklasik olarak 2,5 ay suren bu donemden sonra sonunda, kendimi yeni sezon icin hazir ve zinde hissediyorum. Bu sure boyunca yeri geldi cok calistim, yoruldum; yeri geldi yeni sezon icin guc topladim. Futbol dunyasinda gelisen olaylar, inanilmasi zor transferler, futbolla calisan kafama besin kaynagi oldu. Deginmek istedigim, yazmak icin sabirsizlandigim o kadar cok sey var ki, dusuncelerimi yaziya iyi gecirebilmek icin biraz hamligimi atmaya ihtiyacim var. Bu hafta iyi maclar cikarip, kaldigim yerden devam etmeyi umit ediyorum. Her seyden once yazamadigim Post Match yazilari icin herkesten ozur dilerim. Hazirlik maclari yapacagimi soylemistim ama gercekten zaman bulamadim. Bu 2,5 aylik surede kacirdigim her seyin acisini, onumuzdeki sezonda cikarmayi planliyorum. Futbol Insanlari'ni takip eden, okuyan herkese hayirli ugurlu olsun. Umarim, onumuzdeki yillarda daha nice Kamp Donemi Sonu yazilari yazabilirim.