26 Eylül 2009 Cumartesi

Keyf-i Futbol 26 - 27 Eylul


26 Eylül Cumartesi
13:00 Zenit-CSKA Moskova / Spormax
14:45 Portsmouth-Everton / Spormax
15:00 Zeytinburnuspor-Bozüyükspor / Dem TV
16:00 Wolfsburg-Hannover 96 / TRT 3
17:00 Stoke City-Manchester United / Spormax
19:00 Ç.Rizespor-Altay / D Spor
19:00 Real Madrid-Tenerife / NTV
19:30 Fulham-Arsenal / Spormax
20:00 Valenciennes-Marsilya / Kanal A
19:30 Ipswich-Newcastle / Euro Futbol
20:00 Antalyaspor-Fenerbahçe / Lig TV
21:00 Malaga-Barcelona / NTV Spor
22:00 Lyon-Toulouse / Kanal A
22:30 İngiltere (U20)-Uruguay (U20) / TRT 3
27 Eylül Pazar
00:30 Palmeiras-Atletico PR / Spormax
16:00 Orduspor-Konyaspor / D Spor
16:00 Friburg-M'Gladbach / TRT 3
16:00 Juventus-Bologna / NTV Spor
18:00 Lille-Nice / Kanal A
18:00 Sunderland-Wolves / Spormax
18:30 Hoffenheim-Hertha Berlin / TRT 3
20:00 Galatasaray-Eskişehirspor / Lig TV
20:00 Denizlispor-Manisaspor / Spormax
21:45 Milan-Bari / NTV Spor
22:00 Bordeaux-Rennes / Kanal A
22:00 Sao Paulo-Corinthians / Spormax
22:30 Honduras (U20)-Macaristan (U20) / TRT 3

24 Eylül 2009 Perşembe

Batman Returns


Eski gunlerini mumla arayan bir baska futbolcu da Mateja Kezman. Dususe ilk basladigi Atletico Madrid'den sonra, Fenerbahce, Paris Saint Germain derken son duragi Zenit St. Petersburg olmustu. Yapilan anlasma yuzunden bonservisi alma zorunlulugu olan PSG, Fenerbahce'ye 4 milyon Euro odemek zorunda kalmisti. Bonservisini aldiktan kisa bir sure sonra, PSG yonetimi, Kezman'i Zenit'e kiralik gonderdi. Aciklanmayan bir ucretle, sezon sonu Zenit'in oyuncunun bonservisini alma yukumlulugu var. Bugune kadar Zenit formasiyla 2 macta oynamasina ragmen henuz golle bulusamadi Cetnik Kral. Yaptigi aciklamalara gore artik takima iyice isinmis ve kendini kanitlayacakmis. Uzun zamandir yapamadigi bir seyi iddia edip, gollerini siralayacagini soylemis. Haydi hayirlisi. Hafta sonu CSKA macinda gozlerimiz.

TSL En Basarili Transfer



1 hafta once baslattigim anket bugun sona erdi. Ankette 3 buyuklerin transfer ettigi 2'ser onemli futbolcu vardi. Besiktas'tan Nihat ve Ferrari, Fenerbahce'den Cristian Baroni ve Andre dos Santos ve Galatasaray'dan Elano ile Abdul Kader Keita. Ankete katilanlar, kendi kriterlerine gore en basarili transferi sectiler. En cok oy alan futbolcu, oylarin % 50'lik bolumunu alan Abdul Kader Keita oldu. Lyon'da gecirdigi sikintili yillardan sonra Galatasaray ona da ilac gibi geldi. Sezon oncesi iyi calismasinda ve takima diger yabancilardan erken katilmasinin, bu performansta payi buyuktur.

Ikinci sirada Fenerbahce'de Andre dos Santos bulunuyor. Oylarin % 22'sini almis o da. % 16'yla Elano 3. sirada bulunuyor. Siralama, Ferrari, Cristian Baroni ve Nihat olarak devam ediyor. Nihat Kahveci'nin hic oy alamadigini da belirtmek isterim. Nerede eski Nihat ? Ankete katilan herkese tesekkurler.

23 Eylül 2009 Çarşamba

Taniyabildiniz Mi ?


12 yil oncesinden bir fotograf...

FA Youth Cup Final 1997, Leeds United 3 - 1 Crystal Palace

Yersin Tokadi


Dun oynanan Arsenal - WBA macinda ortam biraz gerilmis. 37. dakikada eski Arsenalli Jerome Thomas'in mudahalesiyle yerde kalan, Arsene Wenger'in yeni bebegi, Jack Wilshere aci icinde yerde kivranirken, Thomas elini uzatmis. Jack Wilshere da acinin verdigi sinirle kendine uzatilan eli geri cevirince, Thomas yapistirmis tokadi kendisinden 9 yas kucuk, 17'lik Jack'e. Hakem de kacirmamis pozisyonu, o da Thomas'a kirmizi karti yapistirmis. Arsenal 10 kisi kalan ve zayiflayan rakibini 2-0 maglup etti. Mac icinde yaptigi antipatik hareketlerden sonra Wilshere, Ingiliz basinininda hedefi haline gelmis. Bu olaylardan sonra Arsene Wenger, gelecekte cok sey bekledigi 1992 dogumlu genci gorusme odasina almayi planliyormus. Haddini ve rutbeni bileceksin Jack. Yoksa boyle dove dove ogretirler. Saka bir yana, ayip olmus.

Emektarlar


AC Milan'in iki emektar futbolcusu. Uzerlerindeki forma icin yillardir ellerinden gelenin en iyisini yapmaya calisiyorlar. Biri orta sahada bitmek, tukenmek bilmeyen bir enerji; bir digeri ise dunyanin en kaliteli yaratici oyuncularindan biri ve ayni zamanda uc farkli takimla ( Ajax, Real Madrid, AC Milan ) Sampiyonlar Ligi sampiyonlugunu yasamis tek futbolcu.

Gennaro Ivan Gattuso -> 400 mac 9 gol
Clarence Clyde Seedorf -> 312 mac 44 gol

22 Eylül 2009 Salı

Nicolas 'The Sulk' Anelka


Yillar boyunca futbol sahnesinde Anelka'nin transferleri konusuldu. Davranislari, uyumsuzluguyla anildi Martinique asilli Fransiz futbolcu. Dunyanin en iyi takimlari denebilecek takimlarda cesitli araliklarla forma giydi. 1 sezonla 3 sezon arasi degisen surelerde takimlarda kaldi. Hic bir takimda bekledigi ilgiyi gormedi, karsilik olarak istikrarli olamadi. Oysa ki Arsenal'de Henry'le birlikte gelecegin en buyuk yildizlari olarak top kosturmuslardi. Bu istikrarsiz, transfer adami Fransiz yildiza Chelsea'de bir seyler oldu. Alistigimizdan farkli olarak, istikrarli bir sekilde forma giyen, degisilmez olan, forvetteki esiyle sorun yasamadan oynayan bir oyuncuya donustu. Iste Arsenal'de olmasi beklenen adama Londra'nin bir baska bolgesinde donustu. Son iki bucuk sezondur Chelsea'de 56 maca cikip 22 gol atmis Nicolas. Drogba'yla yakaladigi uyum sayesinde Chelsea'nin gol yukunu cekmeye basladilar. 19 golle gol kralligi unvanina ulasti. Chelsea'nin gectigimiz sezon Sampiyonlar Ligi'ndeki basarisinda da katkisi buyuktu. 2009 - 2010 sezonunda da hersey iyi gidiyor Nicolas icin. Belki de kariyerinde ilk defa kendini bir takimin onemli bir parcasi olarak hissediyordur.

Iyi ki Varsin Kewell


Harry Kewell, bugun 31 yasina girdi. Yazmakta bu kadar gec kaldigim icin utaniyorum aslinda. TSL'de mucadele etmis tartismasiz, en asil, en klas futbolcu Harry Kewell. Herseyiyle bir baska bu adam, kendine hayran birakiyor herkesi. Sozlesmesinin sezon sonunda bitiyor olmasi beni biraz geriyor acikcasi. Transfer komitesi ne yapar ne eder elinden kacirmaz Kewell'i. Kendisinin dedigine cevap olarak, senin gibi bir oyuncuya sahip olmak bir ayricalik demek istiyorum. Iyi ki varsin, iyi ki burdasin Oz Buyucusu. Yaradan seni hem ailene, hem Galatasaray taraftarina bagislasin.

Puan Durumlari






Ozet

Tutku, inanc, guven, arkadaslik, cosku, hirs, azim... Bircok sey cikarilabilir bu yukaridaki kareden. Isteyen istedigini cikarsin, bu resim basarinin altinda yatandir benim icin.

Post Match : Kasimpasa - Galatasaray


Ilk 15 dakika icinde gol bulma Galatasaray'in bu sezonki modasi olacak galiba. Erken gelen gol Galatasarayli futbolculari rahatlatiyor ve maci daha kolay geciriyorlar. Rakip takimlarda erken yenilen golden sonra mactan kopmus oluyor. Kasimpasa macida oyle olacakti eger Ilker Meral voleybol degil de futbol hakemi oldugunun farkinda olsaydi. Hem o pozsiyon hem Kewell'in pozisyonu, hakemi zor durumlara soktu. Uzun bir dinlenme surecine hazir olsun. Futbola dondugumuzde, bence ilk yaridaki kotu oyunun ve kotu mucadelenin nedeni Galatasarayli futbolcularin bir turlu golu bulup rahatlayamamasindandi.

Atamayip, Galatasaray kalesinde gol gorunce stres ve gerginlik biraz daha artti. 26. dakiada Andre Moritz topu aglarla bulusturunca akillara 2007 - 2008 sezonundaki Kasimpasa maci geldi birden. Rijkaard, iyi islemeyn parcalari iyi gorup, ikinci yariya degismis parcalarla basladi. Elano - Baros ikilisi cikip, Nonda - Keita ikilisi girince Galatasaray hucum hatti biraz daha dirilesti. 61. dakikada Keita'nin ince pasi ve Nonda'nin dokunusu durumu 1-1'e getirdi. Sonrasinda 89. dakikada Nonda takimini rahatlatana kadar sahada tam bir it dalasi dondu. Iki takim futbolcularinin sert mudahaleleri ortami iyice gerdi. Hakemlerinde sahadaki kisiliksiz durusu buna izin verdi. Galatasaray'i one geciren golde Arda'nin hakkini teslim etmek lazim. Harcadigi o kadar pozisyona ragmen, takiminin galibiyetinde yine onemli isler yapti kaptan. 3. golle birlikte Galatasaray iyice rahatladi ve Keita - Nonda ikilisi birlikte ne kadar etkili olabiliceklerini herkese kanitladilar.

Bu mactan sonra hakkinda konusulabilecek isimler az. Nonda'nin 3 golu, Keita - Nonda uyumu, Rijkaard - Neeskens ikilisinin oyun okuma ve mudahele etme yetenegi galibiyeti getirdi Galatasaray'a. Kasimpasa kalecisini Tolga, Nonda'dan baya korkuyor herhalde, bir tek onun pozisyonlarina bir sey yapamadi. Arda'yi, Kewell'i, Baros'u resmen cildirtti. Sancak Kaplan, Fildisi Sahili'nden kabileler pesinde. Kasimpasa takimi hakkinda daha fazla konusmak isterdim ama eski Turk filmlerindeki, kendini uyanik sanan tuccarlardan kurulu bir yonetim kurulu oldugu icin bir sey demek istemiyorum. 100 milyona kombinesi olan takimin, deplasman takimina bileti 120 milyona kakaliyorsunuz ve buna normal diyorsunuz, ben size ne desem az olur. Boyle bir yonetime, o tribunde oturmak gibi bir cevap veren Galatasaray yonetimini de takdir ediyorum.

El Fenômeno



Ne kadar kilo alirsa alsin, ne kadar sakatlanirsa sakatlansin, nerede oynarsa oynasin, kimle gezerse gezin adam "Fenomen" oldugunu belli ediyor. Ronaldo Luis Nazario de Lima 33. yasini esi Bia Anthony'le beraber kutlamis. Hanimefendi 4 aylik hamileymis. Bu Ronaldo'nun 3. cocugu olacak. Corinthians'ta takila dursun, hala Google'a Ronaldo yazdiginizda Cristiano degil bizim cocuklugumuzun kahramani orjinal Ronaldo cikiyor. Kralsin !

“I love to score goals after passing all the defenders as well as the keeper. This is not my specialty but my habit.”
Ronaldo

AS Cannes - OGC Nice



Haftasonu pek yazamadim, bayram tatili vesilesiyle Turkiye sinirlari disindaydim. Biraz kafa dinlerim, biraz da eglenirim diye Guney Fransa'ya kactim. Cannes, Nice derken daha yeni dondum, Galatasaray - Kasimpasa macini da su anda izliyorum. Film Festivali sayesinde herkesin bildigi bir yerdir Cannes. Riviera'nin en guzel ugrak noktalarinin basinda gelir. Simdilerde Fransa 3. liginde mucadele eden ama zamaninda hem Ligue 1'de hem de Avrupa'da basarili olmus bir futbol takimlari var. Hatta yasi musait olanlar, Fenerbahce - Cannes maclarini hatirlayacaktir. Bu takimin Fransiz futbolu icin bir baska ozelligi var o da, David Bellion, Gael Clichy, Julien Escude, Julien Faubert, Luis Fernandez, Sebastian Frey, Johan Micoud, Patrick Vieira, Jonathan Zebina ve Zinedine Zidane gibi Fransiz futbolunun onemli futbolcularinin burada futbol oynamis olmasi. Ayni zamanda Alen Boksic, Bobo Balde ve Sivasspor'un sezon basindaki flas transferi Hamed Namouchi'de zamaninda bu takimin formasini giymis. Takimin teknik direktorlugunu yapmis isimler de taniyacagimiz isimler; Safet Susic, Luis Fernandez, Guy Lacombe gibi teknik adamlar vakti zamaninda Cannes'da hem tatil yapmis hem de takim yonetmis.

Nice'e ulastigim gun Nice - Monaco maci vardi. Cote d'Azur derbisi bir nevi.Yogun ugraslarima ragmen maca bilet bulamadim, o yuzden havaya girebilmek icin Nice taraftarlarinin oldugu bir Pub'a gittik. 1-3'luk maglubiyet pek hoslarina gitmedi. Staddan izlemek keyifli olabilirdi ama olmadi. Bu arada hakemlere nefret, en az burada oldugu kadar, orada da var. Forvet arayan butun takimlara Nice'ten Loic Remy'i tavsiye ederim bu arada.