Galatasaray, bazilarina gore ilk ciddi karsilasmayi da rahat bir sekilde kazandi. Deplasmanda oynanan bu rahat oyun, rakip takim dahil herkesi sasirtmistir. Son maclarda Galatasaray'da garip bir seyler var. Rakip takima maclari ha dondu, ha donecek duygulari yasatip, birden farki aciyorlar. Yaziktir rakiplere. Once Besiktas maci, bugun de Pana' macinda yine bu duygulari yasatti Galatasaray rakibine. 5. dakikada Pana' defansinin yaptigi buyuk hatayi gole ceviren Elano sayesinde yine zor gecmesi beklenen bir mac 5. dakikada koptu. Macin devaminda Galatasaray tam bir Avrupa takimi gibi oynayip kendini cok yormadan sonuca gitti. 47'de Baros'un klasik bir counter-attack golu ve Elano'nun sansiyla birlikte kaleye giren frikigi maci 3-0 getirdi.
Baros'un kacirdigi pozisyonlari da dusundugumuzde Galatasaray'in belki de maci cok daha farkli bir sekilde kazanbilecegini soyleyebiliriz. Ilk yari da uzak direge atmaya calisip, iyi vuramadigi pozisyon ve ikinci yarida, hep gormek isteyecegimiz, calimlar ve dribblingle ceza sahasina girip kalecinin ustune vurdugu pozisyonlar Baros kalitesinde bir futbolcunun es gecmemesi gereken sanslardi. Elano geldiginden beri en etkili macini oynadi Atina'da. Attigi 2 gol, girdigi pozisyonlar, attigi muazzam paslar zamanla daha da isinacagi izlenimi verdi. Ozellikte Baros'un golunde attigi pasa diyecek soz bulamiyorum. Gollerineyse diyebilicegim bir sey var, umarim butun sezon bu kadar sansli olur. Harry Kewell yine tecrubesini konusturdu. Yaptigi kosular, attigi paslar arkadaslarini rahatlatti. Geriye donuslerde sorun yasamasi tek olumsuz hareketiydi bugun. Gelen butun ataklarin rakibin sag tarafindan gelismesinin nedeni de Kewell geriye donememesinden kaynaklarniyordu.
Macin bir diger kilit adamiysa Emre Asik'ti. Yine her zamanki performansini sergiledi. Hatasiz oynadi. Yaninda kim olursa olsun Emre'ye farketmiyor, isini layikiyle yapiyor. Sanirim bu gidisle yeni bir sozlesme daha imzalayacak. Orta sahada Mehmet Topal ve Mustafa Sarp ikilisi son maclarina gore daha uyumlu bir mac cikardilar. Topu oyuna sokustu Ayhan'i aramiyor degiliz ama. Leo Franco'da hem kalede guven veren, hem de topu oyuna iyi sokabilen bir kaleci izlenimi veriyor. Bedavaya daha iyisi olamazdi buyuk bir ihtimalle.
Keita, Sabri, Hakan Balta ve sonrada giren Arda ve Ugur cok etkili bireysel olarak goze carpmadilar ama takim oyunu icinde onemli isler yaptilar. Ugur'un kosu temposundaki sikinti goze carpiyor. Ekstra antremanlarla bu acigini kapatmasi sart. Arda milli maclarin etkisinden hala tam anlamiyla cikamamis. Kasimpasa macinda kaptan tekrar dumene gecer. Emre Gungor'e gercekten uzuluyorum artik. Bir turlu donemiyor sahalara. 2006 -2007 sampiyonlugunda Servet'le yakaladiklari uyumun tadi damagimizda kaldi. Az bir sey degil koskoca Rigobert Song'u kesen bir oyuncudan bahsediyoruz. Galatasaray sampiyonluga oynadigi UEFA Avrupa Ligi'ne, liderlikteki en buyuk adayini rahat gecerek basladi. Zor bir deplasmandan 3 golle donuyor sari kirmizililar. Yola devam ! Bugun futbolda yarin basketbolda !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder